Geçtiğimiz Pazartesi günü (07 Ocak) sabah saatlerinde Afrika’nın Gine körezinde bulunan Gabon’da bir askeri darbe girişimi yaşanmıştır. Ülkenin Cumhurbaşkanı Ali Bongo’nun 24 Ekim tarihinde bir konferansa katılmak üzere gittiği Suudi Arabistan’da apopleksi geçirerek hastanelik olmuştu. Bunun ardından ameliyat olan Bongo rehabilitasyon ve iyileşme süreci için 29 Kasım’da Fas’ın başkenti Rabat’a Kral VI. Muhammed tarafından ağırlanmıştır. O tarihten beri sağlığının iyiye gittiği söylenmesiyle birlikte sadece bir kere Kral’ın huzurunda kabul edildiği sırada görülmüştür. Rahatsızlanmasından sonra ilk defa 31 Aralık’ta, yeni yıl mesajı verdiğinde kamera karşısına çıkmıştır. Ancak onun yılbaşı mesajındaki hali hem Gabon’un ulusal medya ve sosyal medyasında hem de kıta ve kıta dışındaki gazete ve medyaların gündemini olmuştur.

Darbe girişiminde bulunan cuntacılar, başkan Ali Bongo’nun bu mesajının sağlığı hakkındaki iddialara son vermediği; tam aksine hayal kırıklığı oluşturduğu ve sorumluluklarını yerine getiremeyeceğini gösterdiğini ileri sürerek, ülkenin ulusal radyosunu kontrol altına alıp iktidarı ele geçirmeye çalışmışlardır. Teğmen Kelly Ondo Obiang’ın yerel saat 6 buçuk civarında verdiği darbe mesajında bir Ulusal Restorasyon Konseyinin kurulacağı, zedelenen ülkenin itibarının toparlanacağı ve demokrasinin kurtarılacağını duyurmuştur. Fakat Cumhuriyet muhafızlardan oluşan küçük bir grubun teşebbüs ettiği bu askeri darbe başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fransız askeri üssünün bulunduğu bu küçük ülkede, Kongo Cumhuriyet’indeki kritik seçim sonuçlarının merakla beklendiği sırada karışıklık ihtimaline karşı 2 Ocak tarihinde bir grup Amerikan askerlerinin konuşlanmasının ardından bir darbe düzenlenmesi tamamen bir tesadüf mü yoksa bölgedeki statükonun değişeceğinin bir işareti midir?

Darbenin Detayları

Darbenin püskürtülmesi üzerine yakalanan elebaşı Teğmen Ondo Obiang ve arkadaşlarının  sorguları devam ederken yapılan açıklamalardan, girişimin sadece Gabon Cumhuriyeti muhafız alayının içerisinde küçücük bir grubun hazırlıksız bir eylemi olduğu anlaşılmaktadır. İki buçuk aydır Cumhurbaşkanı Ali Bongo’nun doldurulamayan boşluğu ve muhalefetin bu duruma karşı açık tepkilerinin yanında ülkenin büyük kesimin de hükümete karşı memnuniyetsizliğini bilip halkın sokağı çıkması ve devlete sahip çıkması çağrısında bulunan darbeciler; aslında fırsatı değerlendirmek istemiştir. Görülen şu ki kendilerini Patriotic Youth Movement of the Gabonese Defense and Security Forces olarak tanıtan darbeciler, Gabon halkını sokağa çağırıp ya ülkeyi kargaşa sürüklemeyi ya da halk nezdinde görünüp ülkenin kurtarıcısı ve kahramanları olayı hedeflemişlerdir.

Orta Afrika ülkesi olan Gabon 267,5 kilometre kare ve 2 miliyon nüfusuyla küçük ama yer altı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Gabon kıtada en çok petrol üreten üçüncü Afrika ülkesi olarak 2015 yılına kadar ekonomisi petrol ihracatına dayanıyordu. 1960 yılından beri petrol üreten bu ülke Küçük Orta Afrika Emirliği unvanını taşımaktadır. Ülkenin petrole bağımlılığı, petrol fiyatlarının düştüğü 2015 yılından sonra ekonomisinin zayıflamasıyla ülkede işsizlik oranının artması, halk arasında hükümete karşı memnuniyetsizliğe neden olmuştur. Zaten bu tarihten önce de yarım asrı aşkın ülkeyi yöneten Bongo ailesinin petrol gelirlerine el koyduğu, halka ve altyapılara yatırım yapmadığı sadece kendilerinin faydalandığı dile getiriliyordu. Dünya Bankasına göre, Gabon halkının üçte birisi yoksulluk içinde yaşamaktadır. Bu yüzden 2016’da yapılan Başkanlık seçimlerinde Ali Bongo’ya oy verilmeyerek cevap verildiği ancak kaybetmesine rağmen zorla iktidarda kaldığı ileri sürülmektedir. Seçimler üzerine Bongo’nun mağlubiyetini kabul etmemesinin doğurduğu protestoları da kanlıca bastırılmıştı. Darbeciler, halkı kışkırtmak için darbe bildirisinde tüm bunları hatırlatmıştır. Dolayısıyla darbenin başarısız olması karşısında hem halk arasında hem de silahlı kuvvetleri içerisinde bir memnuniyetsizliğin de meydana geldiği gözlemlenmektedir.

Fransa ve Gabon’un Muhtemel Geleceği

Gabon, Fransa’nın en yakın siyasi, ekonomik ve askeri işbirliğinin olduğu en önemli Afrika ülkelerinden biridir. Gabon Cumhuriyeti çoğu Afrika ülkeleri gibi 1960 yılında ortaya çıkan bir Fransız sömürgeciliğinin ürünüdür. Orta Afrika’daki Fransız sömürgeciliğinin giriş kapısı olan bu bölgedeki Fransız sömürgecilik faaliyetleri, köle ticaretinin yasaklanmasından sonra 1839 yılında bir Fransız görevlisi olan Edouard Bouët’in yerel krallardan Denis ile imzaladığı ittifak anlaşmasıyla başlamıştır. 1842 yılında Senegal’deki Fransız valisinden emir alan Bouët burada bir Fransız yerleşim alanı kurmuştur. Yerlilerin tepkisine rağmen zirai ve ticari faaliyetlerini sürdüren Fransızlar önce anlaşarak daha sonra bilhassa Berlin Antlaşması’ndan (1885) sonra askeri harekatlarla hinterland bölgeleri de ele geçirerek bugünkü Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Kongo toprakları ile birlikte Fransız Ekvatoryal Afrika’sını oluşturmuşlardır.

Gabon, 1960 yılında bir cumhuriyet olarak Fransa’dan bağımsızlığını ilan etmekle birlikte Fransız yörüngesinde kalmaya devam etmiştir. Devletin başına getirilen Fransız yanlısı Léon Mba, daima Fransa ile yakın ilişkiler içerisinde olmuştur. 17 Şubat 1964 yılında Gabon askerleri tarafından başarılı bir darbe sonucunda indirilen Mba hemen Fransa tarafından görevine döndürülmüştü. Fransa’nın daha çok ekonomik çıkarları için bulunduğu Gabon’da Fransız firmaları her sektörde önceliklidirler. 1920li yıllarda başlatılan Gabon yeraltı inceleme faaliyetleri neticesinde 1956’dan itibaren resmen petrol çıkartılmaya başlanmıştır. Ekonomik istikrar için ülkenin siyasi istikrarı da önem arz etmesi dolayısıyla Léon Mba’dan bugüne kadar hemen hemen aynı rejim desteklenmiştir. Léon Mba’nın 1967 yılında ölümü üzerine yerine geçen sağ kolu, yardımcısı ve yine Fransız yanlısı olup sonradan Müslüman olan Albert Bernard Bongo, Omar Bongo ismini alarak tam 42 yıl Gabon’u yönetmiştir. Omar Bongo, Fransa’ya yakınlığı ve Fransız başkan, diplomat ve devlet adamlarıyla mason localarına kadar meşru ve gayri meşru gizli ilişkilerinden dolayı Afrika siyasetinde duayen unvanıyla anılmaktadır.

2009 yılında Omar Bongo’nun vefatı üzerine iç savaş veya siyasi çıkmazlar gibi senaryolar beklenirken ülkenin uzun süredir Savunma Bakanlığı görevini yapan oğlu Ali Bongo varisi olup ülkedeki protestolara rağmen kısmen birliği sağlamıştır. Deyim yerinde ise Bongo hanedanının Fransa ile yakın işbirliği birçok Frankofon Afrikalı lider ve devlet adamı için geçerli olan resmi ilişkilerin ötesindedir. Bu ilişkiler Fransız sarayında bulunan Afrika Ofisi üzerinden yürütülmektedir. Eski Fransız başkan ve bazı bakanların da dâhil olduğu mafya bağlantıları yoluyla kimi Afrika ülkelerinin maden gelirleriyle, Fransız iktidar partilerinin kampanyaları; Afrika’da ise diktatörler ve savaşlar finanse edilmektedir. Ancak 90lı yıllarda ortaya çıkan Fransız petrol şirketi Elf’ın sebep olduğu yolsuzluk skandallarından sonra Afrika Ofisinin gücünün kırılmasıyla bu yakın ve samimi ilişkiler artık farklı yollarla devam etmektedir. Bununla birlikte XXI. yüzyılda dünyanın hızla küreselleşmesi Ali Bongo’nun son yıllarda Fransızların yanında Singapurlu, Güney Koreli, Çinli ve Türk gibi yabancı partner ve yatırımcılarla Gabon’un işbirliğini çeşitlendirmesine vesile olmuştur.

Şimdilik Ali Bongo’nun taraftarları esasında Fransa darbeyi önlemiş görülmektedir. Ancak oldukça kırılgan yapısına, bölgede etkin olan devletlerarası rekabet eklenince, Afrika’nın bu ülkesinde istikrarı daima tehdit altındadır.