Yeryüzünün kutsanmış toprağı Kudüs. Asırlarca zıtlıkların ahenk ve estetiğini bir arada yaşatmış kutsal şehir Kudüs. Bütün ilahî dinlerin kesiştiği peygamberler şehri ve Müslümanların ilk kıblesi Beytülmakdis. Tarih boyunca, küçük coğrafyasına rağmen burası kadar ilgi gören başka bir yer olmamıştır. Güzellikler dünyaya buradan yayılmış, çatışmaların kaynağı da burası olmuştur. Bütün büyük güçler bu toprakları himayesinde bulundurmak için can attılar. Bu durum bazen barış ve istikrara imkân vermiş bazen de büyük çekişmelere de sahne olmuştur. Bu özelliği tarih yazıcılığına da yansımış ve hemen herkesin farklı tanımladığı Kudüsler ortaya çıkmıştır. Buna rağmen 400 yıl boyunca barış ve sükûnun hakim olduğu Osmanlı asırları ise neredeyse tarihin sırrı olarak kalmıştır. Ya da yapılan çalışmalar Osmanlı Kudüs’ünü anlatmaktan uzak olmuştur.

Osmanlı Kudüs’ü hakkında neler biliyoruz, ya da bildiklerimiz ne kadar doğrudur?

Elinizdeki eserde, Osmanlı arşivlerin incelenerek bu sorunun ceabı aranmaktadır. Bütün Osmanlı asırlarını ele almak yerine bir kesitini inceleyen yazar, bize mükemmel bir Osmanlı Kudüs’ü portresi çizmektedir. Osmanlı tarihi içinde önemli bir dönemi teşkil eden 18. yüzyılın ilk yarısında merkezde yaşanan değişimin Kudüs’e nasıl yansıdığını, yerel dengelerin nasıl sağlandığını belgeler ile ortaya koymaktadır. Başka bir deyişle bu kitap Osmanlı Kudüs’ünü anlatmaktadır. Filistinli yazar, tarihten sunduğu örnekler ile son yüzyıldır Kudüs’te barışın niçin sağlanamadığının da adeta ipuçlarını vermektedir.