Enerji zengini Irak’ta yaşanan enerji sorunu ve buna bağlı yoğun elektrik kesintileri, artık yaşamı içinden çıkılmaz bir hale getirmiş durumda. Başkent Bağdat’ın çevre mahallelerinde bile günlük 10-12 saate yakın elektriklerin kesilmesi, insanları özellikle içinde bulunulan yaz aylarındaki aşırı sıcaklarda olumsuz etkilemekte, temiz suya erişimi engelleyerek gıdaların bozulmasına ve kaynakların boşa harcanmasına sebep olmaktadır. Hali hazırda ülkenin elektrik talebi, Irak’ın mevcut elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık %30 üzerinde olduğu için, sorunu çözemeyen hükümetler çareyi uzun elektrik kesintilerinde bulmuş görünmektedir. Sadece insanların günlük hayatı değil, elektrik kesintileri nedeniyle hastaneler, havaalanları ve kamu binalarındaki hizmetler de önemli ölçüde aksamaktadır.
Kanıtlanmış petrol ve doğalgaz zenginliği açısından dünyada en fazla rezervlere sahip ülkeden biri olan Irak, uzun yıllara dayanan ihmaller ve kötü yönetim sebebiyle enerji üretim ve dağıtımı açısından yetersiz bir altyapıya sahiptir. Irak’ın bu durumu 1990’lı yıllarda başlayan ambargolara kadar geri gitmektedir. Bu ambargolar sürecinde tümüyle yıpranan ve onarılmayan alt yapı, 2003’teki ABD işgali dönemi ve sonrasında iktidara gelen kötü yönetimlerin neden olduğu yolsuzluk nedeniyle kronik bir hal almıştır. Özellikle son 20 yıllık süreçte hükümetlerin elektrik kesintilerinin çözümüne yönelik planladıkları projeler, Iraklıların hayatlarını iyileştirmeden çok yetkililerin ve ilgili grupların kazançlı sözleşmeler ile zenginleşmesini sağladı. Yapılamayan projeler nedeniyle petrol ve doğalgaz zengini ülke, elektrik konusunda İran’a bağımlı hale geldi.
Irak’ta yaşanan elektrik krizi, hükümetin topluma sunduğu hizmet kalitesini de doğrudan etkilemektedir. Özellikle yazın sıcak havalarda yaşanan elektrik kesintileri birçok sosyal olayların ortaya çıkmasına, kamu düzeninin bozulmasına ve ilgili yetkililerin istifasına neden olmaktadır. Ortaya çıkan toplumsal olaylar büyük bir siyasi gücü de beraberinde getirmekte ve Irak siyasetinde dengeleri değiştirecek unsur olarak da dikkat çekmektedir. Örneğin Irak’ın önde gelen Şii din adamlarından Mukteda es-Sadr’ın geçen yıllarda elektrik kesintilerine karşı tepki göstermesi ve akabinde gerçekleşen protestolar enerji bakanının istifasıyla sonuçlanmıştır.
Genel olarak Irak’taki elektrik kesintilerinin başında yolsuzluk sonucu gerçekleştirilmeyen projeler yer almaktadır. Buna ilaveten her yıl artan nüfus ile mevcut üretimin ihtiyacı karşılayamamasıdır. Bazı değerlendirmelere göre Irak’ın elektrik enerjisine olan ihtiyacı her yıl yaklaşık %10 artmaktadır. Irak’ın mevcut elektrik üretim kapasitesi 15.000-20.000 megavat iken tüketim talebi 24.000 megavata kadar ulaşmaktadır. Elektrik projelerinin yapılamaması veya mevcut hatların iyileştirilmemesindeki neden statükodan yararlanan iş adamları, politikacılar ve silahlı grupların pay almasını sağlayan bir yapının olmasıdır. Belirli fiyatlardaki inşaat malzemelerinin fahiş fiyatlarla kamuya satılması ve yolsuzluk uygulamalarının olması, elektrik hizmetinin sağlıklı yürütülmesini engellemektedir. Irak’ın elektrik alt yapısını iyileştirmek için Irak parlamento komitesinin hesaplamalarına göre yaklaşık 65-70 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. Yine yapılan bir araştırmaya göre 2005 yılından itibaren 81 milyar dolarlık bir paranın harcanmasına rağmen elektrik alt yapısını iyileştirme çalışmalarında ilerleme kaydedilmediği ifade edilmektedir.
Irak bürokrasisinde var olan bölünme ve ABD işgalinden sonra devlet kademelerinin etnik-dini gruplara pay edilmesiyle siyasi tıkanıkların meydana gelmesi, Irak’ın içinde bulunduğu durumu anlamamıza yardımcı olmaktadır. Sistemi reforme etme çabalarının sonuçsuz kalması, ilgili grupların kendi ideolojik düşünceleri doğrultusunda hareket etmesi, İran destekli silahlı grupların elektrik nakil hatları ve santrallerini hedef alarak kullanım dışına çıkartması, Irak halkının hizmete ulaşması noktasındaki en büyük engellerin başında gelmektedir.
Diğer taraftan, Irak nüfusunun her yıl bir milyon artabileceği düşünüldüğünde 2030 yılına kadar Irak’taki elektrik talebinin iki katına çıkacağı değerlendirilmektedir. Irak, İran’dan doğalgaz tedarik ederek ülke içerisinde kurduğu santraller ile elektrik sorununa çözüm üretmekte fakat bu durum İran’ın daha fazla kazanması dışında kalıcı bir sonuç getirmemektedir. İran, elektrik üretmek için Irak’a sağladığı doğalgazı siyasi baskı aracı olarak da kullanmaktadır. Özellikle İran’ın yaz aylarında kesintilere gitmesi Iraklı yöneticileri ve Irak halkını zor durumda bırakmaktadır.
Irak, doğalgaz enerji santrallerinden elektrik üretmesi için günlük olarak İran’dan 35 milyon metreküp gaza ihtiyaç duymaktadır. Fakat İran, ihtiyaç olan miktarın tamamı yerine yarısını göndermekte, bu durum ise Irak’ın enerji açığının oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca elektrik nakil hatları ile Irak, İran’dan günlük ortalama 300 megavat elektrik ithal etmektedir. Irak, doğalgazla çalışan santrallerde günlük ortalama 20.000 MW elektrik üretmektedir. Fakat yaz aylarında Irak’ın ihtiyaç duyduğu enerji miktarı günlük ortalama 24.000 megavattır. Irak, bu enerji açığını kapatmak için komşu ülkelerle elektrik nakil anlaşmaları yapmaya çalışmaktadır. Ürdün ile 150 megavatla başlayan elektrik nakil süreci 950 megavatta çıkartılmak istenmektedir. Ayrıca Ürdün üzerinden Mısır ile de enerji nakil hatlarına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye ve Körfez ülkeleriyle de elektrik enerjisinin tedariki yönünde anlaşmalar yapmaya ve alt yapı inşa etme faaliyetleri devam etmektedir.
Irak son olarak 10 Temmuz 2023’te Fransız enerji devi Total ile 27 milyar dolarlık enerji yatırım anlaşması imzalayarak enerji alt yapısını iyileştirme projesi başlatmıştır. Yenilebilir ve yeraltı kaynaklarını kullanmaya yönelik anlaşmanın esasında 2021 yılında imzalanması planlanıyordu. Ancak Iraklı yöneticiler arasındaki siyasi çekişmeler, ülkedeki güvenlik sorunları ve kötü yönetim sebebiyle sürekli ertelenmek zorunda kalmıştı. Yeni anlaşmaya göre 2 yıl içerisinde güneş enerjisi santrallerinin kurulmasına ilave olarak günlük 120.000 varil petrol çıkartılacak yeni tesisler kurulması kararlaştırıldı. Süre olarak 4 yıl olarak hesaplanan 4 ayrı proje için 10 milyar dolardan fazla yatırım yapılması planlanmıştır. Projenin %30’u Irak, %45’i Total ve %25’ine Katar enerji şirketi ortak olmuştur. Spesifik planlar arasında, petrol sahalarında yanan gazın geri kazanılması ve enerji santrallerinde kullanılması, yenilenebilir enerji ile belirlenen bölgelerde elektrik enerjisinin üretilmesi ve ilgili şebekelerin geliştirilmesi yer almaktadır.
Projenin hayata geçmesiyle Irak hükümeti, BP ve Exxonmobil gibi batılı şirketlerin terör saldırıları nedeniyle durdurulan yatırımların yeniden canlanacağını planlamaktadır. Iraklı yetkililer projenin hayata geçmesiyle deniz suyu arıtma tesisinin kurulması ile Irak’ın mevcut su kaynaklarının dikkatli kullanılmasını da ummaktadır. Ayrıca Suudi Arabistan’ın ACWA Power şirketi ile kurulması planlanan 1.000 megavatlık güneş enerjisi santralleri ile yerel elektrik şebekesinin desteklenmesine yönelik çalışmalar da yapılmaktadır.
Iraklı yetkililer proje ile Irak ekonomisinin canlanmasını, Iraklılarının proje işgücünün en az %80’ini oluşturacağı için istihdam oluşturacağını düşünmektedir. Ayrıca enerjide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen proje ile İran’ın ülkenin stratejik kaynakları üzerindeki etkisinin azaltılması hedeflenmektedir. Bu amaçla Irak, sıvılaştırılmış doğal gaz tedariki için Körfez ülkeleriyle görüşmeler yapmakta, enerji alt yapısının geliştirilmesi için Çin ile görüşmeler yürüterek ülkeye yatırım yapmaya davet etmektedir.
Son olarak Irak’ta siyasi istikrar sağlanamadığı için bu tür yatırım çalışmalarının hep yarım kaldığı hatırlanınca, söz konusu anlaşmaların akıbeti konusunda da ciddi endişeler yok değildir. Örneğin 2018 yılında Shell, Mitsubishi ve Irak hükümeti arasında doğalgaz alt yapısının iyileştirilmesine yönelik bir proje hazırlanmış fakat bir türlü uygulamaya geçememişti. Irak başbakanı Muhammed Şiya Sudani Hükümetinin Irak parlamentosundan geçen 153 milyar dolarlık Irak tarihinin en büyük bütçesinde elektrik, sağlık, çevre, sosyal işler, eğitim ve su kaynakları hizmetinin sağlanması için 24 milyar dolarlık bir pay ayrılmıştır. Her ne kadar kimi kesimler tarafından bu bütçenin yeterli olmadığı vurgulansa da doğru ve hesaplı kullanımda Irak’ın temel problemlerini çözmede asgari düzeyde fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir.