Osmanlı tarihinin ana kaynaklarının başında hiç şüphesiz tarihi olayları anlatan el yazmaları gelmektedir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlatan Menakıbnâmeler ve Tevârih-i Âl-i Osmanlar’la başlayan Osmanlı tarih yazıcılığı zamanla çeşitlenmeye başlamıştır. Sefaretnameler, ruznameler, ıslahatnameler ilerleyen dönemlerde temel başvuru eserleri haline gelmişlerdir. Bu eser çeşitlerinden birisi de bazı şahıslar tarafından tutulan günlüklerdir. Bu günlükler seyahatname, sefer günlüğü ve anı defterleri olabilmektedir. Biz de bu yazımızda bu tür bir eseri incelemeye çalışacağız.

1849 yılında Yemen’e düzenlenen askeri harekata doktor olarak katılan Mustafa Hami harekat boyunca tüm yaşadıklarını ve gördüklerini yazdığı esere Yemen Harekatı Günlüğü adını vermiştir. Müellif hakkındaki tek bilgimiz Tıbbıye’den mezun olduğu ve genç bir doktor olarak Yemen seferinde görevlendirildiğidir. Kitap tahmin edileceği üzere el yazmasıdır ve tek nüshası vardır. Kitabın hikayesi de en az içindekiler kadar ilginçtir. Kitap Berlin’de bulunan Preussische Staat Museum kütüphanesine kayıtlıdır. Kitabın tanıtım kısmında buraya nasıl geldiğinin bilinmediği yazılmıştır. Ancak eserin Batı’da birçok kütüphane ve müzede bulunan Şark eserlerinin izini takip ettiğini tahmin etmek zor değildir.

Kitap toplam 138 sayfadır. 108 sayfası metin 30 sayfası ise resim ve haritadır. Metin rika yazı ile yazılmıştır. Kitap hakkında 1985 yılında Klaus Kreiser İngilizce bir makale yayınlar. Daha sonra kitap hakkında Türkçe de makaleler yayınlanır. Tıpkı basımı ve transkripsiyonu ise 2017 yılında okuyucu ile buluşur.

Kitabın girişinde Klaus Kreiser’in kitap hakkındaki makalesi vardır. İkinci bölümde özet ve üçüncü bölümde de sadeleştirilmiş metin vardır. Daha sonra transkripsiyon tıpkı basım ve en sonunda da resimler verilmektedir. Kitapta bazı okuma ve yazım hataları vardır. Arnavut (Arnabud), Kamaran(Kumran), şehenşah(şehinşah) gibi.

Bunun yanında sadeleştirme kitapta sırıtmaktadır. Transkripsiyon ve tıpkı basımın olduğu yerde sadeleştirme gereksiz bir tasarruf olmuştur. Her kelimeyi sadeleştirme çabası uzun ve anlaşılmaz cümleleri beraberinde getirmiştir.

Eserin orijinal metni oldukça akıcıdır. Olaylar kronolojik olarak verilmiştir. İlk başta Abdülmecid’in Yemen harekatına karar vermesi anlatılmaktadır. Daha sonra kendisine verilen emir ve yola çıkış serüveni ile Yemen seferinin tüm ayrıntıları anlatılır. Kızıldeniz’de (Metinde Şab Denizi olarak isimlendirilir.) yakalandıkları fırtına ve yaşadıkları ölüm korkusu oldukça ilgi çekicidir. Hazreti Nuh Nebi ve Veysel Karani ve sair zevat-ı mukaddeseye Fatiha ihdasıyla necat ve selamet talebinde iken

Yazar deniz yolculuğundan sonra karaya ilk çıktıkları yer olan Kamran’da tüm gördüklerini ayrıntıları ile tasvir eder. Kamran kalesinin burç sayılarından kale halkının balıkçılık ile geçindiğine kadar her gördüğünü yazıya aktarır.

Kitap Hudeyde’ye varış ve askeri seferle devam eder. Bundan sonra Yemen’in sosyal yapısı ve coğrafi özelliklerini anlatan bölüm ile sona erer. Yazar kitaba bir de ekler bölümü koyar. Burada Arapça bir kaside ve fotoğraflar vardır. Bu bölümde harita, çiçek, cenbiye, kale, Muha sahili gibi birçok el çizimi resimler vardır.

Kitap Yemen 19. yüzyıl Yemen tarihi çalışacaklar ve bu bölgeye ilgi duyanlar için önemli ve değerli bilgiler vermektedir.