İsrail Devleti’ni Yahudi hatları üzerinden yeniden tanımlayan; İsrail yurttaşı Araplar (ya da Filistinliler), Diaspora Yahudileri ve Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri konusunda kritik yaklaşımları kaleme alan ve kamuoyunda kısaca ‘ulus-devlet yasası’ olarak bilinen ‘Temel Yasa: İsrail-Yahudilerin Ulus-Devleti’ isimli kanun 19 Temmuz Perşembe günü İsrail Parlamentosu Knesset’te ikinci ve üçüncü oturumlardan geçerek İsrail’de yarı anayasal statüdeki temel yasalardan bir tanesi haline geldi. Bilindiği üzere İsrail Devleti’nin yazılı bir anayasası yoktur. Bu temel yasalar ise devletin ilk yıllarında ileride yazılacak bir anayasa metninin temelini oluşturacakları varsayımıyla kabul edilmiş, yıllar içerisinde de diğer yasalardan ayrı ve özel bir statü elde etmişlerdi. Yine de bu temel yasaların tam olarak bir anayasa hüviyetinde olmadığını belirtmek gerekir, zira 19 Temmuz günü görüldüğü üzere yasa 120 vekilli İsrail Parlamentosu’nda 62’ye karşı 55 ret oyuyla yani salt çoğunlukla kabul edilmiştir. Bu temel yasanın, diğer yasalarda olduğu gibi salt çoğunlukla geçmesi ve yine aynı yasanın 11. maddesinde ifade edildiği üzere meclisin çoğunluğunun kabul ettiği başka bir temel yasa ile değişikliğe açık olması da bu durumu destekler niteliktedir. Buna rağmen, normal bir yasa olarak değil de temel yasa olarak çıkarılmasının hem hukuki hem de siyasal-ideolojik bir karşılığı vardır.
Bu tartışmaya geçmeden önce yasanın hiç de kolay bir şekilde geçmediğini, İsrail içinden ve dışından pek çok aktörün tartışma sürecine dâhil olduğunu belirtmek gerekir. Nitekim bu süreçteki tartışmalar, eleştiriler ve eleştiri sahiplerinin kimliği bugün İsrail’in iç siyasetinde ve Diaspora ile olan ilişkilerinde çeşitli fay hatlarının ne kadar dinamik olduğunu bir kez daha göstermiştir. Aslında İsrail’i Yahudilerin ulus-devleti olarak deklare etme talepleri yeni değildir, bilakis son yıllarda pek çok kez gündeme gelmişti. Ancak İsrail siyasetinde sıkça görülen ön oturumlarda veya komisyonlarda takılma suretiyle akamete uğrama sonucuyla karşılaşmışlardı. Ancak Kasım 2017 yılında kanunu yasalaştıracak özel bir komitenin kurulması ve koalisyon ortaklarının anlaşmasının ardından komitenin Mart 2018’de taslağı onaylamasıyla yasa tasarısı Meclis’e geldi. 30 Nisan 2018 tarihindeki ilk oturumdan geçerek ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma seremonisi öncesinde ulus-devlet yasası somutlaşmış oldu. Ancak asıl tartışmalar ikinci ve üçüncü oylamaların hemen öncesinde yaşandı ve yasada pek çok kez değişiklik yapıldı. Her ne kadar özellikle ırksal ayrım öneren tartışmalı madde yasa metninden çıkarılsa da yasanın Yahudileri önceleyen formu ve bakış açısı sabit kaldı.
Yasanın bazı maddelerinin kritik sonuçları olacağı beklentisiyle ön plana çıkmasına rağmen, her bir maddenin İsrail siyasetinde belirli bir karşılık uyandırdığı ve çeşitli toplumsal-siyasal grupları ya da kurumları hedef aldığı görülmektedir. Bu yazıda ulus-devlet yasası; Arap-Yahudi, Ortodoks- Ortodoks olmayan, İsrail-Diaspora, Sağ-Sol, Yahudilik-Demokrasi, İsrail- Filistin gibi temel fay hatlarına temas eden 5 nokta üzerinden anlatılacaktır: (1) Yasa metni ve oylama kompozisyonu (2) İsrailli Araplar ve Arapça’nın Statüsü, (3) Batı Şeria’daki Yahudi Yerleşimleri, (4) Ultra-Ortodoks Siyaset ve (5) Diaspora.