Arap dünyasının en gözde bekarlarından biri olarak kabul edilen ve “Fazza” adlı sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla dünya genelinde ciddi bir takipçi kitlesi bulunan Dubai veliaht Prensi Şeyh Hamdan bin Muhammed el-Mektum, geçtiğimiz günlerde Araplar için oldukça geç sayılabilecek bir yaşta; 36’sında resmi olarak dünya evine girdi. Şeyh Hamdan, kuzeni Şeyha bint Said bin Sani el-Mektum’la evlendi. Veliaht Prens böylelikle Körfez’de son derece yaygın olan bir evlilik pratiğini; yönetici ailelerin çocuklarının, bilhassa ilk evliliklerini yönetici aile içerisinden yapma geleneğini devam ettirmiş oldu. Nitekim Şeyh Hamdan’ın babası, halihazırda Dubai Emiri ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakanı olan Şeyh Muhammed bin Raşid de yine ilk evliliğini el-Mektum ailesinden, Hind bint Mektum el-Mektum ile yapmıştı.
Bu tür büyük aile içi evliliklerin doğal neticesi çiftlerin yakın veya uzaktan birbiri ile kuzen olmaları. Örneğin Şeyh Muhammed ile Şeyha Hind’in baba tarafından dedelerinin babası Dubai’yi 1894 yılından 1906 yılına kadar yöneten Mektum bin Haşir. Şeyh Muhammed, Mektum’un oğlu Said’in torunuyken, Şeyha Hind, Mektum’un diğer oğlu Cuma’nın torunu. Yeni evli Hamdan’ın 28 yaşındaki eşi Şeyha bint Said, Prensin annesi Hind ile yakın akraba. Şeyha, Hind’in amcası Sani’nin oğlu Said’in kızı. Dolayısıyla çiçeği burnunda çiftin baba tarafından dedelerinin dedesi aynı kişi; yukarıda adı geçen Mektum bin Haşir. Aynı zamanda Hamdan’ın annesi Hind, Şeyha’nın da teyzesi.
Yönetici ailelerin oğullarının özellikle ilk –resmi- evliliklerini aile içinden biriyle yapmaları Körfez’de oldukça yaygın bir pratik. Örneğin hali hazırdaki Kuveyt Emiri Şeyh Sabah bin Ahmed el-Sabah’ın eşi Fatuva bint Salman da yönetici aileden. Çift ayrıca uzaktan kuzen. Emir Sabah’ın (baba tarafından) dedesinin babası Mübarek aynı zamanda Fatuva’nın anne tarafından dedesi. Fatuva’nın babası Selman da Mübarek’in kardeşi Hamud’un oğlu.
Benzer şekilde Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife de ilk evliliğini yönetici aileden, yine kuzeni Sabika bint İbrahim ile yaptı. Sabika’nın annesi Fatima ile Kral Hamad’ın babası İsa, Bahreyn’i 1942’den 1961 yılına kadar yöneten Selman bin Hamad’ın çocukları. Dolayısıyla Hamad ve Sabika birinci derece kuzen evliliği yaptı.
Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el-Sani’nin de ilk eşi yönetici el-Sani ailesinden el-Cevahir bint Hamad el-Sani. Tamim ve el-Cevahir de kuzenler. Çiftin baba tarafından dedeleri aynı kişi, Hamad bin Abdullah. Başka bir ifadeyle el-Cevahir’in dedesi Suheym ile Tamim’in dedesi Halife kardeş.
Umman Sultanı Kabus bin Said el-BuSaid de ilk ve son evliliğini kendi ailesinden birisi ile Navval bin Tarik ile yaptı. Evlendikten üç yıl sonra boşanan çift diğer örneklerde olduğu gibi kuzendi. Sultan Kabus ve Navval’ın baba tarafından dedeleri aynı kişiydi.
Körfez’in iki güçlü ismi; Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MBS) ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed (MBZ) ilk ve tek evliliklerini yönetici aileden kadınlarla yaptı. Muhammed bin Zayed’in eşi Salama bint Hamdan, Prensin uzaktan kuzeni. Muhammed’in babası Zayed bin Sultan ve Salama’nın dedesi Muhammed, 1855’ten 1909 yılına kadar Abu Dabi’nin emiri olan Zayed bin Halife’nin farklı erkek çocuklarından olan torunu.
Muhammed bin Selman’ın ilk ve tek eşi Sara bint Maşhur ise daha yakın dereceden kuzeni. Sara, Muhammed’in amcası Meşhur bin Abdülaziz’in kızı.
Söz konusu ‘kuzenler arası evlilik’ pratiğine istisnalar yok değil. Körfez’de nadiren de olsa aile içi evlilik yapmayanlar da var. Örneğin Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud üç evliliğini de el-Suud olmayan kadınlarla yaptı. Ancak Kral Selman ilk evliliğini anne tarafından kuzeniyle gerçekleştirdi. Selman’ın eşi Sultana bint Turki el-Sudeyri’nin babası aslında Selman’ın dayısı Türki.
Körfez’de aile içi evlilik yapmayan diğer bir isim ise hali hazırdaki BAE Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Halife bin Zayed el-Nahyan. Şeyh Halife, ilk ve tek evliliğini Abu Dabi’nin varlıklı ailelerinden el-Mazrui ailesinden Şamsa bint Süheyl ile yaptı.
Bu tür evliliklerin yönetici aileler arasında yaygın olarak görülmesinin politik bir yönü de var. Söz konusu politik yön kabilecilikle güçlü bir şekilde bağlantılı. Körfez ülkelerinde tarih boyunca siyasi iktidar, yönetici ailelerin ortak malı olarak kabul edildi. Dolayısıyla hırslı bir yönetici aile üyesinin emir olabilmesi ve emir olarak kalabilmesi, daha geniş ailenin desteğini almakla mümkündü. Emirlik pozisyonundaki aile bireyleri için en büyük tehdit bizzat kendi aile üyelerinden geldi. Körfez tarihi amca, kuzen, kardeş, hatta oğlu tarafından devrilen, iktidarı sorgulanan emirlerle doludur. Emirler veya emir adayları hem kendi yaptıkları hem de çocuklarının yaptıkları evlilikler yoluyla aile-içi ittifaklarını güçlendirerek konumlarını sağlamlaştırır.
‘Senin kabilen, benim kabilem’
Körfez ülkelerinde geniş aile veya kabile-içi evlilikler elbette yalnızca yönetici ailelere has bir durum değil, daha geniş bir toplumsal tabanda hala devam eden ve sıkça rastlanan bir evlilik pratiği. Bunun en önemli sebebi ise ‘kabilecilik’ bağlarının Körfez’de halen güçlü olması.
Kabilecilik duygusunu en güzel bedevi bir atasözü anlatır: “Ben kardeşlerime karşı… Ben ve kardeşlerim kuzenlerime karşı. Ben, kardeşlerim ve kuzenlerim dünyaya karşı.” Bu atasözü aslında kabile-içi, hatta kabilenin alt birimleri olan klan-içi ve aile-içi ilişkilerin her zaman dostluk, uyum ve sevgi-saygı içerisinde olmayacağını, ancak herhangi bir aile, klan veya kabile dışından biri veya birileri ile karşı karşıya gelme durumunda kan bağı ile en yakın olanlara taraf olunması gerektiğini anlatır ki, en ideal anlamda kabilecilik budur.
Körfez Arapları, mensubu oldukları kabileleri asalet bakımından hiyerarşik yapı içerisine yerleştirir. Kabile tarihlerini olabildiğince eskiye, tercihen cahiliye döneminin büyük Arap kabilelerine kadar sürebilen kabileler kendilerini asil Arap olarak dolayısıyla hiyerarşinin en tepesinde görür. Bazen yarımadayı terk etmiş olmak bile Arap asil kabilelerinden gelen bir klan veya ailenin asaletine gölge düşürebilir. Mesela yarımadadan bir dönem ayrılmış, ancak sonra bir şekilde geri dönmüş kabileler/aileler kabile hiyerarşisinde daha altta kabul edilebilirler. 2019 yılı itibarıyla bugün hala Körfezlilerle sohbet sırasında başka ailelerden bahsederken “iyi kabile”, “kötü kabile” gibi tanımlamalar duymanız son derece normaldir.
Arap yarımadasının zorlu yaşam koşullarında kabilecilik bireyler için önemli siyasi, ekonomik ve sosyal fonksiyonlar yerine getiriyordu. Körfez ülkelerinde petrolün getirdiği zenginlikle devlet bu fonksiyonların birçoğunu kendisi yerine getirmeye başladı. Yine de kabilecilik duygusu Körfez Arapları arasında güçlü bir bağ olarak kaldı. Söz konusu bağ bugün evlilik kararlarını etkilemeye devam ediyor. Körfez ülkelerinde kardeş çocukları, yani ilk kuzen evlilikleri bile halen daha yaygın. Örneğin 2007 yılında yapılan ve Katar’daki 876 evliliği inceleyen bir çalışma, 233 evliliğin anne veya baba tarafından ilk kuzenler, toplamda ise 447 evliliğin yakın ve uzak kuzenler arasında yapıldığını bulguladı. Nitekim Katar’da fiziksel ve zihinsel engelli çocuk sayısının yüksek olmasının en önemli sebeplerinden birisi de bu.
Özetle kuzenler arasında yapılan evliliklerin yönetici aileler için ayrıca meşruiyet sağlamlaştırma gibi politik bir fonksiyonu da bulunurken, yönetici aile dışındaki ailelerde bu tür evliliklerin devam etmesinin en temel sebebi kabileciliktir. Bugün özellikle yeni nesil arasında farklı ailelerden, hatta bazen ülkelerden eş seçimleri yapıldığına şahit olunmaya başlasa da, Körfez’de yapılan evlilikler uzun bir tarihsel geçmişi olan kabilecilik geleneğinin güçlü izlerini taşımaya devam etmektedir.