8 Şubat 2018’de 99 yaşında ölen Billy Graham, kendi adıyla bilinen “Billy Graham Evangelistic Association” topluluğunu 1950 yılında kurmuştu. Bu kurumun şimdiki başkanı ve aynı zamanda Graham’ın oğlu olan William Franklin Graham, Türkiye ile Amerika arasında patlak veren Brunson krizi üzerine yaptığı pek çok açıklamayla yeniden gündeme geldi. 15 Nisan 2018’de sosyal medya hesaplarından, Brunson’un bazı aile üyelerinin babası gibi Kuzey Carolina’da yaşadığını ifade ederek, davası için takipçilerinden dua talep eden F. Graham, şu iddiada bulunmuştu: “O [Brunson] yanlış şeylerle suçlandı ve benim fikrime göre bunu sebebi Hristiyanlık inancıydı.”1

Türkiye’de gayrimüslimlerin tarihin hiçbir döneminde, sırf inançlarından dolayı kötü bir muamele ile karşılaşmadığını en iyi Hristiyanlar bilir. Şu hâlde Franklin Graham, ‘Brunson Hristiyan olduğu için suçlandı’ derken kastettiği şey neydi?

Zaman zaman Türkiye gündemini meşgul eden Evanjelistler, bu kez 23 yıldır Türkiye’de pastör olarak görev yapmış olan Andrew Brunson’un önce eşiyle birlikte göz altına alınıp daha sonra tutuklanmasıyla yeniden tartışılmaya başlandı. Şüphesiz bunda 2016 Kasım’ında Amerika Başkanı olarak seçilen Donald Trump’ın, Evanjelistlere karşı yakın tutumu da etkili olmuştur. Bu çalışmada, Evanjelistler ve onların Türkiye’deki faaliyetleri ile bu bağlamda Billy Graham’ın öncülüğünü yaptığı Evanjelist kurumu kısaca ele alınacaktır.

Evanjelizm Nedir?

En basit anlamıyla İncil’in mesajını yaymaya çalışan ve genellikle Protestan kimseler için kullanılan Evanjelist terimi, misyonerlik faaliyetleriyle birlikte hatırlanmaktadır.

Teknik olarak İncili yayma ve İncil’de yer alan dini bilgiyi esas alarak kutsal kitaba yönelme iddiasında bulunan Evanjelistler, Hristiyanlık içinde bir mezheptir. 1884 yılında Redhouse tarafından yayınlanan İngilizce-Türkçe sözlükte “Evangelism” kelimesine şu anlam verilmektedir: “Din-i İsevî ve hakâyık-i İnciliye’nin neşr ve işâası [duyurulması]”. Aynı sözlükte “Evangelical” kelimesinin de “İncil’den başka asla bir kaide tanımamak davasında bulunan” anlamına geldiği ifade edilmektedir.2 Ancak bilinmelidir ki Evanjelistler kutsal kitap olarak İncil’in yanında eski ahit (Tevrat) ve Zebur’u da kabul etmektedirler.

Ayrıca Hristiyanlarca kabul gören dört İncil’in her birine de Evanjel denilmektedir. Martin Luther ile birlikte kullanılmaya başlanan Evanjelizm tabirinin diğer bir anlamı da İnciller hakkında vaaz vermektir.

Amerika’daki Hristiyan toplumun en mutaassıp ve radikal dini grubunu Evanjelistler oluşturmaktadır. Onlara göre; Yahudiler, vaat edilmiş topraklara ulaşıp Büyük İsrail’i kurdukları zaman İsa Mesih yeniden yeryüzüne inebilecektir. Evanjelistler de bu fikre destek olacak ve bundan dolayı da ahirette kurtuluşa erişeceklerdir.

Evanjelizmin geçmişine bakıldığında, Amerika Birleşik Devletleri’nde on dokuzuncu yüzyıldan itibaren gelişmeye ve etkisini arttırmaya başladığı görülmektedir. Özellikle 1810 yılında kurulan American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) yayılmalarında etkili olmuştur. Lutherci Protestanlık ile başlayan ve Püritenizmle3 olgunlaşan Evanjelizm, özellikle Jimmy Carter, Ronald Reagan ve Baba Bush dönemlerinde adım adım gelişme kaydetmiştir. 11 Eylül’den sonraki Oğul Bush döneminde ise Küresel Emperyalizmi yönlendiren asıl güç haline gelmiştir.4

Türkiye’de Evanjelistler

Türkiye’deki Evanjelistlerin izi ABCFM’nin 1810’daki kuruluşundan itibaren adım adım takip edilebilmektedir. 1820’de ilk defa Anadolu’ya gelen Amerikalı misyonerler, burada adına istasyon dedikleri yerleşkelerde, anaokulundan koleje kadar çeşitli eğitim kurumları kurmuşlar ve bunlar üzerinden misyonerlik çalışmalarını yürütmüşlerdir.

Uygur Kocabaşoğlu’nun aktardığına göre, ABCFM’nin faaliyetlerini özetleyen 1880 tarihli Bartlett Raporu’nın şöyle başlamaktadır: “Misyoner faaliyetleri açısından Türkiye, Asya’nın anahtarıdır.”5

Böyle düşündüklerinden olsa gerek Evanjelistler Anadolu’ya özel bir önem vermişlerdir. Zamanla etkin bir nüfuz da kazanmışlardır.

Aslında Anadolu’ya ilk gelen Amerikalı misyonerler Pliny Fisk ve Levi Parsons’un asıl hedefleri Kudüs’e varmak ve orada Hristiyanlığın yayılması için çalışmaktı. Ancak bunu yapmak yerine Anadolu’da halkın arasına karışarak bilgi toplamışlardır. Böylelikle arkalarından gelecek misyonerlere Anadolu yolunu açmışlardır. İlk zamanlarda sadece gözlem yapan misyonerler zaman içerisinde etkinliklerini arttırmışlardır. 1904 yılına gelindiğinde Anadolu’da ABCFM’nin hedefleri doğrultusunda çalışan, 132 kilise, 465 okul ve bu okullarda 22 bini aşkın öğrenci bulunmaktaydı.6

Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında gerek uzun süren savaşlar ve gerekse maddi sorunlar nedeniyle Anadolu’daki Amerikan okullarında önemli azalmalar görülmektedir.7 1925-1926 yıllarında ancak 10 Amerikan okulu faaliyetlerine devam edebilmekteydi. Bunların dördü İstanbul, ikisi Bursa, ikisi İzmir, biri Adana ve birisi de Amasya’da bulunmaktaydı. Bu okullarda toplam öğrenci sayısı 2.156 idi.

İlerleyen yıllarda kapanan okulların açılmasına müsaade edilmiş olsa bile bunun mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. 1936 yılında okul adeti 6’ya kadar düşmüştü. Ayrıca bu okulların da tamamı ABCFM’e bağlı okullardan değildi.8 Yani Cumhuriyet’in başlarında Anadolu’daki Evanjelistik faaliyetlerde önemli bir azalma olduğu görülmektedir.

Türkiye’de ABCFM üzerinden misyonerlik çalışmaları yürüten Evanjelistler, varlık gösterdikleri hemen her yerde ve her türlü faaliyetleri hakkında pek çok rapor tutmuşlar, süreli yayınlarla bütün bunları kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu yayınlar ve raporlar üzerinden, bu konuda hem yerli hem de yabancı pek çok akademik ve popüler araştırmalar yapılmıştır. Bu kapsamda Uygur Kocabaşoğlu’nun Anadolu’daki Amerika başlıklı kitabı ile Mehmet Ali Doğan’ın American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) and Nominal Christians: Elias Riggs (1810-1901) and American missionary activities in the Ottoman Empire isimli doktora tezi şüphesiz oldukça önemli ve kayda değerdir.9

Bu arada  Amerikan misyonerlerinin çıkardıkları The Muslim World dergisinin eski sayıları, Osmanlı toprakları ve özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yürütülen Protestan faaliyetlerinin hikâyesi ile doludur.

Tarihsel açıdan ve çeşitli boyutlarıyla pek çok araştırmaya konu olan Türkiye’deki Evanjelistik faaliyetler özellikle ABCFM’ye ait arşivler kullanılarak değerlendirilmektedir. Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde de bu konuda bir hayli belge ve yazışma bulunmaktadır.  Dr. Mehmet Ali Doğan, doktora tezinde Osmanlı arşivlerinden belgelerin bir kısmını kullanmış ve bunları ABCFM’nin arşivlerindeki belgelerle karşılaştırmıştır.

Ancak yine de Evanjelistler gözüyle Türkiye pek çok araştırmayla ele alındığı kadar bunun tersi, yani Türkiye gözüyle Evanjelistler konusunda önemli eksiklikler bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle bu gruba karşı başta devletin (Osmanlı ve Cumhuriyet’in) merkezi ve mahalli idarelerinin nasıl karşılık verdiği, devlet kurum ve idarecileriyle ne tür sorunlar yaşadıkları, faaliyetleri için nasıl izin aldıkları, halk tarafından tepkiyle karşılanıp karşılanmadıkları gibi daha pek çok soruya bir de kendi arşivlerimiz kullanılarak cevap aranmalıdır.

Billy Graham Evanjelist Kurumu  

Brunson kriziyle yeniden tartışmaya açılan Türkiye’deki Evanjelizm, özellikle Billy Graham ve onun kurucusu olduğu Evanjelistik Kurumu’nu da akla getirdi. Elbette Billy’in oğlu Franklin Graham’ın Brunson davasıyla ilgili açıklamaları da bu kurumun hatırlanmasında etkili oldu.

Kurumun resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre; Graham 7 Kasım 1918’de Kuzey Caroline’de doğmuş ve 21 Şubat 2018’de ölmüştür. Bugün kurumun başında bulunan oğlu William Franklin ise 1952 yılında doğmuştur. Billy Graham, 35’ten fazla dini içerikli kitap yayınlamıştır. Hakkında pek çok biyografi yazılmış, çeşitli belgesel filmler çekilmiştir.

1950 yılında başladığı haftalık “Karar Saati” isimli radyo programını yaklaşık 60 yıl devam ettirmiştir. Dünya’da hayran olunacak 10 insan listesinde 61 defa gösterilmiştir. Bunlar dışında sayısız defa ödül, madalya ve nişan ile taltif edilmiştir. Bugüne kadar pek çok Hristiyan din adamından çok daha vaaz veren Graham, 185 ülke gezmiştir. Televizyon ve radyo yayınları da hesaba katılırsa yaklaşık iki milyar insana ulaşmıştır.

Billy Graham 1955 yılında, daha gençlik yaşlarındayken yılın adamı olarak gösterilmiş10 ve aynı tarihlerde İngiltere’de büyük kalabalıklara vaazlar vermeye başlamıştı. Böyle bir programı Reuters ajansından alıntılayan Milliyet gazetesi, Türk okuyucularına şu ifadelerle duyurmaktaydı: “Londra’daki Wembley stadyumunda 70.000 kişi bir futbol maçını seyretmek için değil, fakat bir din adamını dinlemek için toplanmıştı. Amerikalı genç vaiz Billy Graham halen İngiltere’de bulunmakta ve şehir şehir dolaşarak halka hitap etmektedir. Graham Amerika’dan sonra İngiltere’de de büyük şöhret kazanmış bulunmaktadır.”

Billy Graham, 1960’ın başlarında bir Afrika turuna da çıkmıştır. Hatta bu tur esnasında Doğu Afrika’daki Ahmediye Müslümanları başkanı tarafından kendisine Müslümanlığın mı Hristiyanlığın mı daha kudretli bir din olduğuna dair ilginç bir tartışma teklif edilmiştir.11 Ancak spekülatif görünen bu tartışmaya herhangi bir karşılık vermemiştir.

Graham, aynı zamanda Beyaz Saray ile de yakın ilişkiler kurmuştu. Harry Truman’dan sonraki ABD başkanlarıyla sık sık bir araya gelmeye başlamıştı. Ayrıca Ronald Reagan tarafından Beyaz Saray’daki toplantılara da davet edilmekteydi.12 Bu durum diğer Amerika başkanları zamanında da devam etmiştir.

Mesela, Körfez savaşının devam ettiği 1991 yılında Amerika Başkanı Baba Bush’un saldırı arifesinde rahip Billy Graham’ı Beyaz Saray’a çağırdığı bilinmektedir. Dahası saldırı sonrasında askeri bir kilisede birlikte dua etmişlerdir. B. Graham, buradaki vaazında “Öyle zamanlar gelir ki barış için savaşmanız gerekir” ifadelerini kullanmış ve bu sözleriyle ayrı bir şöhret kazanmıştır.13

Bu noktada Billy’in ölmeden önce Başkan Trump’ın da danışmanlarından birisi olduğunu ilave etmekte yarar var.14

Billy Graham Evanjelistik Kurumu, dünyanın pek çok yerinde Evanjelistik faaliyetlere öncülük ederken Anadolu topraklarını da içerisine alan Ortadoğu’da kendisinden pek bahsedilmiyor olması gerçekten ilginçtir. Oysa Graham’ın Güney Baptist Konvansiyonu, Kürt, Zaza, Laz, Hemşinliler ve daha pek çok gruplar arasında misyonerlik yaptığı bilinmektedir.

Türkiye’de davası devam eden ve 12 Ekim’de duruşması yapılacak olan Rahip Brunson da doğrudan veya dolaylı olarak ama bir şekilde Billy Graham Evanjelistik Kurumu tarafından desteklenmektedir. Franklin Graham’ın sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalar bu durumu açık bir şekilde göstermektedir.15