Hal-i hazırda Georgetown Üniversitesi’nde doçent olarak görev yapmakta olan yazar, yüksek lisansını Michigan Üniversitesi’nde Modern Arap Edebiyatı üzerine yapmış, doktora da ise yine aynı üniversitede Antropoloji ve Yakın Doğu üzerine çalışmıştır. Yazar Suriye, Irak ve Filistin mültecileri üzerine çalışmaları ile tanınır. Üniversitede Arap sosyal hayatı ve tarihi, mülteciler ve Arap tarih yazıcılığı konularında dersler vermektedir.
Eserin konusu, 1948 ve sonrasında Filistin’de İsrail Devleti tarafından sistemli bir şekilde yok edilen köyler hakkında yazılan köy anma kitaplarının, yazarların ve bu kitapların ortaya koyduğu bilincin sonraki kuşaklar için ne ifade ettiğinin incelenmesinden ibarettir. Bu bağlamda eser, yok edilmiş olan köylerle ilgili toplamda 112 köy anma kitabı üzerinden hareketle yazılmıştır. Yazar kitapta “Filistinlilik” bilincinin oluşumunu ve bu oluşuma tesir eden mihenk taşı sayılabilecek tarihi vukuatların, insanların zihinsel ve düşünsel arka planlarının şekillenmesine olan etkilerini ele alıyor. Fakat Filistinlilerin yerlerinden edilişlerini, vatanlarının yok edilişini ve tarihlerinin bir çırpıda silinmeye çalışılmasını konu edinen bu kitapları inceleyen yazar, ismi geçen dönemin tarihi olaylarını tarihsel bir araştırma metoduyla sunmaz. Bu tarihi vukuatların ve “mülksüzleştirme” terimiyle ifade ettiği, yaşanan hazin dramların, yazılmış olan köy anma kitaplarının ortaya çıkışına ve muhtevasına olan etkisini incelemeye girişir. Aynı zamanda bu coğrafyada yaşanmış ve bu kitaplara kaydedilmiş olan anıların bugünün Filistinlileri için ne anlama geldiğinin de peşinden koşar.
Eserde, 1948’de yaşanan ve “Nekbe”1 adı verilen büyük felaket sonucunda yerlerinden edilen ve mülksüzleştirilen insanlar tarafından kaleme alınan köy kitapları inceleniyor. Fakat yazar bu köy kitaplarının ortaya çıkışını yalnızca nekbe sonucunda ortaya çıkan bilince ve travmaya bağlamaz. Osmanlı’nın son döneminden itibaren başlayan ve İngiliz Manda dönemi boyunca da gelişen “Araplılık” bilinci ile 20. yüzyılın ilk yarısı boyunca dışarıdan buraya gelerek yerel halka karşı tedirginlik oluşturan Yahudi göçünün, Filistinliler nazarında vatanlarına sahip çıkma düşüncesinde etkisinin olduğu anlatılıyor. Bu bakımdan 1948 öncesi ve -daha da önemlisi- sonrasında yaşanan İsrail Devleti baskılarını ve bunun karşısında Filistinlilerin siyasi olarak da mukavemetleri, tarihsel bilgi olarak eserde yerini alıyor. Fakat yerlerinden edilen insanların artık yurtlarına geri dönemeyeceklerini anlamaları üzerine, tarihlerini canlandırmak, yerlerinden edilmelerinin hukuksuzluğunu anlatmak, geçmişlerini yeni nesillerin doğru bir şekilde öğrenmelerini sağlama gibi sebep ve amaçlar gözetilerek yok olan köyler üzerinden bir tarihi bilinç oluşturulmaya çalışıldığı savunulur.
Eserde bahsi geçen kitaplar, üslupları, içerikleri, yazılma nedenleri, ortaya çıkardıkları etkiler ve bunlara karşı getirilen tenkitler ele alınır. Bu inceleme yapılırken kitap yazarları nazarından bakılarak yerlerinden edilen halkın hayalleri, arzuları, düşünceleri ve imkânsızlıkları gözler önüne serilmeye çalışılır. Köy kitaplarında köy tarihlerinin ele alınması incelenirken köylerin tarihi hakkında bilgi verilme gayesi güdülmez. Ya da yok edilmiş olan köyler özellikle incelenmeye tabi tutulmaz. Yazarların köylerin Tarihlerini dayandırdıkları kökenleri nasıl ele aldıkları üzerinde durulur. Yahut köylerin nüfusları veya demografileri özellikle incelenmemiş fakat kitaplara yansıyan şekliyle yazarların bu konulardaki hassasiyetleri, ve düşünceleri aktarılmaya çalışılmıştır. Ele alınan köy kitaplarının künye bilgileri kaynakça kısmında sunulur fakat yok edilmiş olan köylerle ilgili bu eser kapsamında herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
Eser 112 adet köy kitabı temel alınarak yerinden edilmiş olan Filistinlilerin yaşadıklarını anlatma gayesi taşır. Kitapları sistematik bir sıralama usulüne göre ele almaz fakat insanların kimlikleri, ulusal bilinçleri, hafızalarının şekillenmesi ve kadınların durumu gibi başlıklar altında bu kitapların sundukları bilgiler ele alınırken çoğu zaman da farklı kaynaklardan beslenilir. Örneğin Filistinlilerin kimlik bilinci incelenirken bu hususunda kitaplardan alıntılar yapılmasının yanında bir de araştırma eserlere başvurularak Filistinlilerin kimliklerinin oluşumuna genişçe değinilir.
Yazar, bu incelemeleri yaparken yalnızca köy kitaplarında yer alan bilgi ve ifadelerle yetinmez aynı zamanda kitap yazarları ile yapmış olduğu mülakat ve Filistinlilerin içinde geçirdiği zamanlar boyunca edindiği bilgi ve tecrübeyi de kullanır. Bizzat şahit olduğu olaylar ve hikâyeleri de aktarır.
Kitabın, 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve yüksek kültürden başka halkın kültürü ve yerel tarih incelemelerine olan ilginin bir sonucu olarak ortaya çıktığı değerlendirmesini yapabiliriz. Bu anlayışta halkın gündelik yaşamı, düşünceleri, hisleri, gelenek ve görenekleri gibi her türlü konu incelenmeye değer görülür. Bu kitapta da Filistin halkının son 70 yıllık hayatı ve zihinsel yapısının değişimine, köy anma kitapları mercek altına alınarak ışık tutulmaya çalışılmış.
Ülkemiz de dâhil olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında köy tarihi veya katalog kitapları mevcuttur. Fakat Filistinlilerin maruz kaldığı sistematik dışlanma politikaları sonucunda yaşanan “yerinden edilme” hadisesi ve devamında ortaya çıkan bu köy anma kitaplarının durduğu yer, diğer katalog çalışmalarından muhakkak farklı olacaktır. Çünkü Filistin’deki köyler için yazılan köy anma kitapları, köylerde yaşamış olan kişiler tarafından kaleme alınıyor. Bu yazıda incelemiş olduğumuz eserde ise, köy anma kitaplarının ele alınması suretiyle aslında Filistinlilerin maruz bırakıldıkları “yerinden edilme” hadisesinin dramı ve yerinden edilenlerin özlem duydukları tarih ve coğrafyayı anma biçimleri anlatılmıştır.