Aralık 2018’de Başkan Trump, artık bölgede Amerikalıların değil başkalarının savaşma zamanı geldiğini ifade edip DAİŞ ile mücadele işini Türkiye’ye bıraktıklarını söyleyince buna en sert tepki, Fransa’dan geldi. Çünkü Suriye’de sahaya indirilen NATO projesi değişmiş ve eski projedeki Fransız rolü de sona erdirilmişti.
Aynı günlerde Türkiye yeni bir harekât için hazırlanırken, 2 Ocak 2019 tarihli ORDAF yazımızda şu soruları sormuştuk:
- Fransa ile anlaşamayıp Türkiye’nin önünü açan ABD, Ankara’yı Suriye toprağında Moskova ile karşı karşıya bırakarak bölgedeki oyunu süresiz olarak kilitleyecek midir?
- Yoksa Fransa AB’nin yükünü yüklenirken NATO üzerinden Suriye’de Türkiye’ye yeni bir rol mü verilecektir?
Tam bir yıl sonra, Ocak 2020’de, Türkiye bir yandan Libya’da Rusya ve Fransa destekli Hafter’e karşı askeri müdahaleye başladı. Şubat’ta ABD’den özel bir heyet Ankara yolculuğuna çıktı. Heyetin başındaki James Jeffrey, 15 Temmuz sonrasında ABD’nin Türkiye stratejisinde ismi öne çıkanlardan biriydi ve beraberindekiler de kendisi gibi Türkiye uzmanıydı. Kendisi aynı zamanda ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi olarak diplomatik misyonlar yürütüyor.
ABD’nin Türkiye ile birlikte Rusya’ya karşı İdlib’te nasıl bir taktik uygulayabileceği konuşuldu.
İdlib operasyonları hazırlanırken Erdoğan, Putin ile görüşmek istedi. Almanya ve Fransa’nın Rusya ve Türkiye ile yeni bir üst düzey dörtlü görüşme talebi vardı. Moskova bu kez Avrupa ile Suriye’de anlaşamayacağını görüp Erdoğan’ın teklifini reddetti. Çünkü Erdoğan’ın teklifinin arkasında ABD ve Avrupa merkezli taleplerin yer aldığını düşünüyordu.
İdlib’te askeri hareketlilik yeniden hızlandı. Rusya’nın Suriye Valisi hükmündeki Esad, İdlib’de TSK’yı hedef alan Rus stratejisini yürütmeye başladı.
Libya’da ve Suriye’de Rusya ile savaşan bazı Batılı oyuncular, Türkiye’yi destekliyorlar. Türkiye’nin ödeyeceği bedele karşılık Ankara’ya ne kadar destek verecekleri ise belli değil.
Ancak İdlib’teki savaş başlamadan önce Türkiye’nin 2020’de ekonomik büyüme kaydedeceğine dair finans çevrelerinden açıklama geldi.
Rusya’nın Suriye’de saldırganlaşması ise bu büyüme üzerinde etkili olabilir yorumu yapıldı.
Ve onlarca Türk askerinin İdlib’te şehit düştüğü bilgisi 27 Şubat gecesi önce sosyal medyada sonra diğer kanallardan yayılmaya başladı.
Suriye savaşı, büyük aktörlerin anlaşması gerçekleşirse Esad’sız ve Erdoğan’sız yeni bir Doğu Akdeniz düzeniyle sonuçlanabilir. Bunu bekleyenler var! Ankara bunu gördüğü için sınırları açarak Avrupa ile bir yandan, ABD ile diğer yandan pazarlığını sürdürecektir.
Küresel Harp
Aralık 2018’de İngiliz İstihbarat (MI6) Başkanı Alex Younger, Çin ve Rusya’yı hedef alan açıklamalarda bulunmuştu.
İngiliz İstihbarat Başkanı’nın basına açık toplantılar yapması ve bazı ülkelerin ismini zikretmesi pek alışıldık bir vaka değildir.
MI6 Başkanı, “Çin’in ileri teknolojideki adımlarıyla düzen değiştirecek” işlere giriştiğini, güç ve paranın (Uzak) Doğu’ya kaydığını söyleyerek bir uyarı yaptı.
2019 sonlarında dünya yeni bir meseleyi konuşmaya başladı. Bütün büyük medya kuruluşlarının ana sayfaları sürekli olarak coronavirus haberleri ve ölümlerini dünya kamuoyuna büyük bir tehdit olarak sunmaya başladı.
Çin’de dev otomobil şirketlerinin fabrikaları durdu ve diğer imalat sektörü de durma noktasına geldi.
Küresel finans dünyasındaki spekülasyonlara göre coronavirus 2020’de sadece Çin’i değil ABD’yi de vuracak!
ABD’de sağlık hizmetleri ve hastalık izni maliyetleri yüzünden virüs salgınının hızla yayılabileceği konuşuluyor. ABD kamuoyu buna hazırlanıyor. ABD’nin dev şirketlerinin borsada hisse değerleri düşmeye başladı. Altın fiyatları yükseliyor.
Avrupa’da İtalya ve Almanya gibi büyük sanayi ülkelerinde bile marketlerde raflar boşaltıldı.
Asya’da uçan havayolu şirketlerinin bu yıl 30 milyar dolar kaybetmesi bekleniyor.
Peki, yakın gelecekte neler olabilir?
Büyük aktörler arasında biyolojik ve psikolojik savaşlarla yeni bir Soğuk Savaş yaşanırken Ortadoğu’daki ülkeleri de konvansiyonel savaşlarla yönlendirme stratejisi güdülecektir.
İdlib, Doğu Akdeniz’deki büyük savaşın bir parçasıdır.
Doğu Akdeniz ise küresel savaşın jeopolitik bir parçasıdır.
Henry Kissenger’ın dediği gibi,
ABD bundan sonra büyük bir aktör olarak kalsa bile tek başına küresel liderliği sürdüremeyeceği ortadadır.
Dahası, ABD, Ortadoğu’dan kısmen çekilecektir ve bunun için gerekli adımları atmıştır.
Rollerini geçmişte ABD’ye devreden İngiltere ve Fransa Ortadoğu’ya ve Doğu Akdeniz’e dönmektedir.
Bütün bunlara rağmen Türkiye’nin 2020’de ekonomik büyüme kaydetmesi mümkündür.
Türkiye, aklını ve dirayetini kullanabilirse küresel krizde sarsılsa ve bölgesinde darbeler alsa bile muhtemelen güçlenecektir. Bütün meselemiz bu küresel kriz ve mahalli çatışma ortamında can, mal ve piyasa güvenliğini idare edebilmemize bağlıdır.