Asırlardır birlikte yaşayan Afrika toplumlarının 15.yüzyılda başlayan sömürgecilik süreci ile birlik ve beraberliği zedelemiştir. Sömürgeci devletler dil ve dini kullanarak Afrika’da güçlü olan kabilecilik algısı üzerinden bu toplumu bölmüşlerdir. Sömürgecilik sonrası Afrika ülkeleri, yıllardır sürecek olan sınır sorunları, etnik savaşlar, yoksulluk ve terörle mücadele ile karşı karşıya kalmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlığına kavuşan bu ülkeler, kazandıkları bağımsızlık ile farklı bir atmosfer oluşturamamış aksine bu kargaşa ortamının devam etmesine neden olmuştur. Sömürgeci devletler adeta hiç bir ülkenin gelişmesi ve güçlü bir yönetime sahip olmasına müsaade etmemiştir. Bu yazıda yıllardır devam eden Somali ve Somaliland sorununun temelini ele alarak bu sorunla ilgili uluslararası ve bölgesel güçlerin tutumları incelenecektir.

Somali’nin Tarihine Kısa Bakış

Somali; Eritre, Cibuti ve Etiyopya’nın dâhil olduğu Afrika kıtasının kuzeydoğusunda yer alan ve Afrika Boynuzu olarak adlandırılan bölgededir. Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Asya’yı birbirine bağlayan küresel deniz ticaret yolu olan Kızıldeniz’i kontrol etmesi dolayısıyla jeostratejik öneme sahiptir. Somali yaklaşık 3.000 km’lik deniz kıyılarıyla Afrika’nın en uzun kıyı şeridine sahiptir. Stratejik konumu ve sahip olduğu kıyı şeridi itibariyle Orta Doğu petrollerinin en önemli geçiş güzergâhında yer almaktadır. Afrika Boynuzu bölgesi dünyanın en önemli geçiş güzergâhlarından birisi olup, Aden Körfezi ve Bab-ül Mendeb Boğazı boyunca uzanmaktadır. Somali, geçmişte Afrika Boynuzu bölgesinde güçlü imparatorluklar kurarak önemli bir ticari merkezi oluşturmuştu. Süveyş Kanalı’nın milletler arası deniz trafiğine açılması, Afrika boynuzu bölgesini daha da önemli kılmıştır. Böylece 19. yüzyılın sonlarına doğru Avrupalı sömürgeciler Somali’ye akın etmişlerdir. Emperyalistler Somali’yi kendi çıkarlarına uygun olarak Fransız Somalisi (Cibuti), İngiliz Somalisi (Somaliland) ve İtalyan Somalisi olarak bölmüşler ve bununla sınırlı kalmayıp Somali toprağından bazı bölgeleri bölerek bir kısmını Kenya topraklarına bir kısmını da Etiyopya topraklarına katmışlardır. Günümüzde Afrika Boynuzu’nun en geniş etnik bloklardan birisi de Somalilerden oluşmaktadır. Somali’nin jeostratejik öneminin temelinde altın, uranyum ve petrol ham maddelerinin olması vardır.

İngiliz Somalisi (Somaliland) 26 Haziran 1960 tarihinde bağımsızlığına kavuşurken 5 gün sonra İtalyan Somali’si bağımsızlığını kazanmıştır. 1 Temmuz 1960 tarihinde iki bölge birleşme kararı alıp Somali Cumhuriyetini kurmuşlardır. Aynı etnik kökenlere sahip olan bu iki bölge birleştikten sonra sömürgeciliğin zemin hazırladığı eğitim, kültür, siyasi ve sosyal yapılardan oluşan sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. İtalyan Somalisi ülkenin güney bölgesinde yer aldığı için merkezi bir konuma sahip olmuştur buda yapılan fonları veya devlet çalışmalarının en çok bu bölgede gerçekleşmesini beraberinde getirmiştir. İngiliz Somalisi, bu duruma ilişkin rahatsızlığını ülkede kurulan hükümetlere dile getirmiştir. Uluslararası fonlar bu rahatsızlığa cevap vererek Somaliland bölgesinde çalışmalar yapmıştır. Ancak bu iki bölgenin tam anlamıyla birbirine entegre olmamasının diğer sebebi ise İngilizlerin dolaylı yönetim (indirectrule), İtalyaların ise merkeziyetçi idare tarzı uygulaması vardır.

1969 yılında askeri darbeyle iktidara gelen ve uzun süredir iktidarın başında kalan General Mohamed Siad Barre’ya karşı ayaklanmalar ve isyanları bu bölgede başlamasının ardından 1988 yılında Siad Barre bu isyanı gerekçe göstererek İngiliz Somalisi’nin (Somaliland) merkezi olan Hergeyasa’nın bombalanması kararını aldı. Bombalamalardan binlerce kişinin hayatını kaybetmesi üzerine Somaliland’da birleşik Somali devletinden duygusal bir kopuş meydana geldi. Sosyalist Barre’ye karşı ayaklanmaların devam etmesi ve ülkenin genelinde yayılmasına neden oldu. 1991 yılında General Mohamed Siad Barre’nin rejiminin yıkılmasının ve ülkenin kaosa sürüklenmesinin ardından Somaliland, Somali’den ayrılarak kendi bağımsızlığını ilan etti. Ancak bugüne kadar herhangi bir ülke tarafından tanınmamaktadır.

Somali-Somaliland Sorunu

Somaliland; Somali’nin kuzeybatısındaki Awdal, Togdheer, Saaxil, Sool ve Woqooyi Galbeed bölgelerinden oluşmaktadır. Bu bölgeler Etiyopya, Eritre, Cibuti ve Aden Körfezi ile çevrilidir. 137.600km² yüzölçümü ile Somali topraklarının yüzde 21,5’ini oluşturmaktadır ve toplam nüfusu 3,5 milyondur. Asırlardır Somali’nin bir parçası olan bu bölge Kraliyet kontrolü altında 76 yıl geçirdikten sonra, 26 Ocak 1960 tarihinde bağımsızlığını kazanmıştır. Bağımsızlık sonrası kendi kararıyla Somali ile birleşmiştir. Ancak 30 yıldır Somaliden bağımsız bir bölge olmak istemektedir. Somaliland Somali’nin en gelişmiş bölgelerinden biridir. Eğitim ve kültürel yapısından dolayı Somali’den daha çok İngiliz yapısına benzeyen bu bölge, dış ilişkilerinde bugün en çok İngiltere ile yakın bağlar kurmaktadır. Kendi para birimi ve güvenlik güçlerine sahip olan bu bölge sürekli farklı devletlerle temasa geçerek kendini bir devlet olarak göstermesi, Somali hükümetinin tepkisini çekmektedir.

Öte yandan Somaliland’ın dışında Somali hâkimiyeti altında başka eyaletler bulunmaktır. Somali’nin yaklaşık 20 yıldır“başarısız devletler” kategorisinin içinde yer alması bu iki bölgenin her geçen gün uzaklaşmasına neden olmuştur. Ancak bölgesel ve uluslararası toplumunun arabuluculuğuyla 2009 yılında Somali’de merkezi bir hükümet kurulmuştur. Yine bölgesel ve uluslararası toplumunun arabuluculuğunun neticesinde iki bölge 2012 yılında bir araya gelmiştir. Somaliland eyaletinde farklı aşiretler yaşamasıyla birlikte tamamına yakınının Somali’den ayrılma talepleri yoktur. Ayrılma yönündeki düşünceler sadece bir aşirete aittir. Hatta bu aşiretin büyükleri ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasından yanadır. Somali’ye bağlı olan özerk bu bölgede bugüne kadar toplam dört farklı hükümet kuruldu. Her ne kadar bu hükümetlerin başına gelenlerin hepsinin tek gayesi Somaliland’ı Somali’den ayırarak bir devlet kurmaksa da başarılı olamamışlardır.

Somali ile Somaliland ilk kez 2012 tarihinde bölgesel ve uluslararası arabuluculuğu ile Londra’da bir araya getirilmiştir. Türkiye ise 2012 yılının sonunda Somali ile Somaliland ilişkileri konusunda arabulucu olarak devreye girmiştir. 2013 Nisan’ında iki tarafın cumhurbaşkanları Türkiye’de tekrar bir araya getirilmiştir. Görüşmelere başlanması için mutabakat sağlanmış ve süreç 2015 yılının ikinci yarısına kadar devam etmiştir. İki tarafın yetkililerinin 3 kez buluşması sağlanarak bir takım adımlar atılsa da devamı gelmemiştir. Zira Somaliland, Somali’den ayrı bağımsız bir ülke haline gelme emellerini sürdürmektedir. Oysa Somali ülkenin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğinin üzerinde durmaktadır. Bugün bazı ülkelerin Somali toprakları aralarında paylaşarak zengin rezervlerinden yararlanmak istedikleri görülmektedir. Somali kendi kendisine yetebilen bir ülke halindeyken ülkenin bölge bölge bölünüp dağıtılması istenmektedir. Görüşmelerin yeniden başladığı 2020’de Somali Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Fermacu ve özerk Somaliland Başkanı Musa Bihi Abdi Etiyopya’nın arabuluculuğuyla bir araya gelmiştir. Yapılan görüşmeden sonra Somali Cumhurbaşkanı Farmacu, 1988 yılında Hergeyasa şehrine yapılan bombalamadan ötürü üzüntü duyduğunu belirterek tarihi bir özür dileme yapmıştır.

İki taraftan teknik komiteler kurulmasıyla iki ülke arasında yakınlaşmalar başlamış, ancak Somaliland kendi kararından taviz vermemiştir. İki taraf arasında görüşmeler halen devam etmektedir. Yaklaşık bir ay önce Cibuti’nin ev sahipliğini yaptığı bu müzakere iki bölgenin cumhurbaşkanları, başbakanları, birkaç bakan, bölgesel ve uluslararası heyetler de katılmıştır. Üç gün süren bu müzakerelerin ardından iki taraf da açıklamalarda bulunmuştur. Somaliland’ın başkanı Muse Bıxı Abdi, uluslararası toplumu Somaliland’ı tam bağımsız bir devlet olarak tanımaya çağırmıştır. Öte yandan Somali başbakanı Hasan Ali Khaire nüfusun ve zengin kaynakların ön planda tutulduğu bu süreçte hiç kimse kendi ülkesinin toprak bütünlüğünün parçalanmasını istemez, Somaliland Somali’nin ayrılmaz bir parçasıdır ve iki bölgenin toprak bütünlüğünün korunması için tüm Somalililer elinden geleni yapmakla yükümlüdür” demiştir. Yapılan bu açıklamalardan sonra ortak teknik komitenin kurulması ve görüşmelerin kaldığı yerden devam etmesi kararına varıldığı belirtilmiştir. Buna göre komite, siyasi meselelerin ve yatırıma ilişkin sorunların önündeki engellerin kaldırılması için gayret edecek ve Cibuti, teknik ilerleme için heyetler arasında görüşmeler yapılacağı yer olacaktır. Görüşmelerde ise iki toplumun çıkarları esas alınacaktır.

Somali Sorununda Bölgesel ve Uluslararası Güçlerin Tutumları

İngilitere’nin Tutumu

1870-1884 yılları arasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında kalan bu bölge Sudan’da çıkan mehdi ayaklamalarıyla son bulmuştur.1884 yılında Osmanlı İmparatorluğunun bu bölgeden çekilmesinin ardından İngiltere, Hindistan ile olan ticaretinin ve iletişiminin güvenliğini sağlamak amacıyla bu bölgeye müdahale etmiştir. İngiltere’nin bölge ile olan ilişkileri 1840 yılına kadar geriye gitmektedir. Kıyıdaki Müslüman otoriteler ile anlaşmalar yapan İngiliz Doğu Hindistan şirketi, Somali limanlarında ayrıcalıklar elde etmeye başlamıştır.1884 yılında İngilitere, Somali’nin kuzey bölgesinde kendi konsolosluğunu açmıştır. İngiltere, Somali’nin giriş kapısı olan bu bölgenin tamamını ele geçirmek istemiştir, ancak buna karşı çıkan Şeyh Sayid Mohamed Abdullahi Hasan ayaklanmasını durdurarak hem karadan hem de havadan saldırılar düzenlenmiştir.

1886 yılında İngiltere, bölgede kalanlarla anlaşma yaparak bölgeyi işgal altına almıştır. İngiltere bu bölgeye tamamen kendi kültürünü, dilini ve eğitim anlayışını benimsettirmiştir. Somaliland özerk bölgesi 76 yıl İngiliz işgalinden sonra 26 Haziran 1960 tarihinde bağımsızlığını kazanmış ve Somali Hükümeti ile birleşmiştir. Ancak bu bölgenin İngiltere’ye olan yakınlığı tamamen kaybolmamıştır. 1991 yılında kendi bağımsızlığını ilan eden bu bölge pasaportunu tanıyan tek devlet İngiltere olmuştur. İngiltere bu bölgenin yöneticilerine farklı burs imkânları vermektedir. İngiliz vatandaşlığının verildiği durumlar dahi vardır. İngiltere’den eğitim almış olan bu bölgenin diplomatlarının en büyük düşmanları Somali olarak bilinmektedir. İngiltere Somali’nin jeopolitik önemi itibariyle bu bölgeyi kendi çıkarları için kullanmak istediği aşikârdır. Dolayısıyla İngiltere günümüzde bu bölgeye ciddi anlamda yatırımlar yapmaktadır. Bugün İngiltere bu bölgenin Somali’den bağımsız bir devlet olmasını teşvik eden devletlerin başında gelmektedir.

Türkiye’nin Tutumu

Osmanlı İmparatorluğu dönemine uzanan Türkiye-Somali ilişkileri 2011 yılında Somali’de meydana gelen kuraklık sebebiyle yeniden canlanmaya başlamıştır. 2011 kriziyle birlikte Türkiye’nin Somali’ye insani müdahalesi, iki ülkenin yakınlaşmasına vesile olmuştur. Ayrıca Türkiye yıllardır kapanan Mogadişu Büyükelçiliğini aktif hale getirmiştir. Türkiye 2011 yılından bu yana devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte eğitimden sağlığa, altyapı hizmetlerinden birçok alana kadar Somali’de çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Türkiye’nin Somali’ye yönelik çok boyutlu çalışmalarından birisi de Somali’deki siyasi krizin çözümünde üstlendiği arabuluculuk misyonu olmuştur. Yaklaşık 30 yıldır Somali’nin en büyük huzursuzluğunun sebeplerinden birisi de aşiretler arasında yaşanan çatışmalar olmuştur. Tıpkı Somaliland meselesi olduğu gibi eyaletler altında toplanan bu aşiretlerin bazen Somali’den ayrı bağımsız bölgeler oluşturma düşünceleri ve talepleri sorunu da söz konusudur. Bu gruplar arasında bitmeyen bu anlaşmazlıklar aslında sömürgeciliğin bıraktığı en büyük tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla “Tek Somali” söylemini güçlendirmeye çalışan Türkiye 2011 yılından bu yana Somali-Somaliland sorununun son bulması için arabuluculuk rolünü üstlenmiştir. Türkiye’nin girişimleriyle 2012-2015 yılları arasında Ankara ve İstanbul’da düzenlenen konferanslarla taraflar arasında diyalog ve uzlaşma mekanizmaları kurulmaya çalışılmıştır.

BAE ve Suudi Arabistan’ın Tutumu

BAE ve Suudi Arabistan; Somali’nin Arap Birliği’ne (AB)üye olmasından bu yana ülkeyle yakın ilişkilere sahip olmakla birlikte son dönemde BAE’nin Somali ile bazı konularda uzlaşmadığı gözlemlenmektedir. BAE’nin Somali hükümetinin haberi olmadan Somali’nin özerk bölgesi olan Somaliland’a, Berbera Limanı’nın modernizasyonu, Berbera’da askeri üs ve serbest ekonomik bölge kurma girişimleri, Somali hükümetinin sert tepki göstermesine neden oldu. Bu tepkiden yaklaşık bir ay sonra Somali havaalanı BAE’ye ait bir uçakta kaynağı belirsiz 9.6milyar dolar’a el konulması, ilişkilerde önemli bir kırılma noktası oluşturmuştur. Bu olay üzerine BAE, Somaliland askerlerine eğitim programı başlatarak, Somaliland’ın bağımsızlığı talepleri yönündeki tutumunu göstermiştir. BAE’nin Somali ile Somaliland arasındaki iftira ve meydan okumalardan kaçınma ortak anlayışının rafa kaldırılmasına neden olduğu anlaşılıyor. Söz konusu iki aktörün başı çektiği Arap cephesine Somali’yi katmayı amaçlamaktadırlar. Öte yandan Somali’nin özerk bölgesindeki Somaliland’ın Yemen’e yakın sınırlarını bulunması BAE ve Suudi Arabistan için ayrı bir önem taşımaktadır.

Kenya ve Etiyopya’nın Tutumu

Somali’nin en büyük iki komşusu Kenya ve Etiyopya, özelikle sınırları içinde bulunan azınlık nedeniyle Somali’deki gelişmelerden doğrudan etkilenen, dolaysıyla bu gelişmelere yön vermek isteyen önemli ülkelerdir. Son dönemlerde Kenya ile Somali arasında yaşanan deniz sınırı sorunu nedeniyle Kenya’nın, Somaliland’ın (İngiliz Somalisi) bağımsızlığına olan yaklaşımını değiştirebileceğine ilişkin bazı işaretler ortaya çıkmıştır. Nitekim Somali’nin özerk bölgesi Somaliland Dışişleri Bakanı’nın 2019 yılında Kenya ziyaretinin ardından Kenya makamlarınca “her iki ülkeyi” ilgilendiren hususların görüşüldüğü şeklinde tweet atılması üzerine Somali hükümeti Kenya’ya aşırı tepki göstermiştir.

Daha önce Somaliland eyalet başkanı “Muse Bıxı Abd”in ziyaret ettiği Gine’de “devlet başkanı” protokolüyle karşılanması sonucunda Somali hükümeti Gine ile diplomatik ilişkilerini kesmişti.

Etiyopya’nın ise son dönemlerde Somali ile siyasi ilişkileri istikrarlıdır, ancak Etiyopya kendisine tehdit oluşturmayacak bölünmüş ve zayıf bir Somali hedeflemektedir. Bununla birlikte Somaliland (İngiliz Somalisi) ile iyi ilişkilere sahiptir ve deniz aşırı ticaretinde Cibuti limanına bağımlılığını azaltıp, Berbera (Somliland) limanı üzerinden alternatif bir güzergâh oluşturmayı da arzulamaktadır. Öte yandan kendi ülkesinde ağırlıklı olarak Somali kökenlilerin yaşadığı Ogeden bölgesinin bir sorun teşkil etmemesi ve Somali’de yeni bir iç karışıklık çıkmaması için Somaliland (İngiliz Somalisi) ile ilişkilerini statüko çerçevesinde yürütmeye çalışmaktadır. Etiyopya son dönemde özelikle Afrika boynuzundaki ülkelere yönelik bütünleşme hareketine ilişkin Somali ile Somaliland’ı bir araya getirerek görüşmelerini sağlamıştır.

Afrika Birliğinin Tutumu

Afrika Birliği (AB) üye ülkelerinin pek çoğunun çektiği başlıca sorunların bazıları, ülkeler arasında sürekli yinelenen sınır sorunu, bir ülke kendi içinde ikiye bölünerek içinden başka devletlerin ortaya çıkması gibi sorunlar olmuştur. Afrika Birliği bu sorunlara çözüm olacak en makul yöntem sömürgeciliğin bıraktığı gibi kalmalarını benimsemektedir. Öte yandan Afrika Birliği’nin sınırların değişmezliği prensibi 4(b) maddesinde kayıtlı “ülkelerin bağımsızlık anındaki sınırlarına saygı” prensibinin, Somaliland’ın bağımsızlığına engel teşkil ettiği yönünde bir anlayışı mevcuttur. Nitekim Somaliland’ın egemenlik iddiasında bulunduğu bölgenin, İngiltere’den bağımsızlık kazandığı andaki sınırlara tekabül etmesi ve “İngiliz Somalisi” adlı bölgenin Somali ile birleşmeden önce 5 gün süreyle var olması dolayısıyla AB’nin bahse konu prensibi esasen Somaliland’ın elini güçlendirmektedir.

***

Zengin kaynaklara ve önemli jeopolitik konuma sahip Somali, yıllardır yoksulluk, iç çatışma ve terörle karşı karşıya kalmıştır. 2009 yılından bu yana Somali’de kurulan geçici hükümetler yıllardır devam eden Somali-Somliland (İngiliz Somalisi) sorununa çözüm getirememiştir. Ancak bu sorunu çözüme kavuşturmak için hem bölgesel hem de uluslararası güçlerden destek alarak çaba sarf etmişlerdir. 2012 yılından bu yana İngiltere, Türkiye, Etiyopya ve Cibuti’nin arabuluculuğuyla bir araya gelen Somali ile Somaliland müzakerelerine hala devam edilmektedir. Somliland’ın merkezi olan Hergeysa’yı 1998 yılında sosyalist “Mohamed Siad Barre” tarafından bombalanması Somaliland’la Somali devleti arasında duygusal bir kopuş meydana getirmiştir. Ancak Somali ile Somaliland‘ın daha önce uzlaşamadıkları bazı konular da mevcuttur. Somali’nin en önemli jeopolitik bölgelerinden oluşan Somaliland bölgesi tam bağımsızlığını kazanması bazı büyük güçlerin çıkarına uygundur.

Özelikle son yıllarda bölgesel ve uluslararası güçlerin Afrika Boynuzu’na mücadelelerinin artması Somaliland’ın bağımsız olma hevesini yükseltmiştir. Öte yandan Somaliland’ın bağımsız bir ülke haline gelmesi Somali’nin kuzey ve güneyindeki federal yönetimi altında olan “Putland ve Jubaland’ın” da Somaliland’ın yolundan giderek bağımsızlığını ilan etme olasılıkları yüksektir. Dolayısıyla Somaliland’ın bağımsız olması Somali’nin iç karışıklığına son vereceği, yoksul ve güvensiz bir ülke olmaktan çıkacağı anlamına gelmez. Aksine Somaliland ile Somali’nin birleşmesi “Büyük Somali” hayalinin gerçekleşmesini sağlar. Zira konunun uzmanlarının ileri sürdükleri gibi Somali-Somaliland sorununun çözüme kavuşması, Somali’nin kaderini değiştirecektir. Afrika Boynuzunda en geniş etnik grubu oluşturan Somali, aynı zamanda genç nüfusa sahip olan bir ülke konumunda yer almaktadır.