Libya’da İç Çatışmalar Artıyor
Libya’da geçtiğimiz hafta yaşanan güvenlik sorunları, yaşanan güvenlik krizinin gün giderek derinleştiğini gözler önüne seriyor. Sadece bir hafta içerisinde yaşanan güvenlik sorunlarının bazılarını sıraladıktan sonra sebepleri üzerine birkaç cümle söyleyebiliriz.
- Libya’nın Bingazi kentinde Halit Harun adlı bir emniyet müdürü kimliği belirsiz kişilerce uğradığı silahlı saldırı sonucu göğsünden iki yara aldı. Yaralı halde hastaneye kaldırılan Harun’un hayati tehlikeyi atlattığı bildirildi.
- Libya’nın güneyindeki Şati bölgesinde Mehdi Abdullah Nasır adlı vatandaş Cuma namazı çıkışında uğradığı saldırı sonucunda hayatını kaybetti.
- Geçtiğimiz Cumartesi sabahı Libya’nın Güney şehri Sebhe’de Tebu kabilesi ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda ölü sayısı 31’e yaralı sayısı 65’e ulaştı. Ülkenin akil adamlarının devreye girmesiyle çatışmalar sona ererken, bir hafta kadar sonra yaşam normale döndü. Çatışmalar yer yer devam etse de etkisinin giderek azaldığı kaydediliyor.
- Libya Sanayi Bakanlığı Müsteşarı El-Durui Başkent Trablus’un 450 km kadar doğusunda bulunan Sirte kentinde uğradığı saldırı sonucunda hayatını kaybetti.
- Libya Devrimci Milislerin Islah Komitesi Başkanı Faysal el-Du Trablus’da gündüz vakti kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı.
- Libya’nın doğusundaki Derne kentinde bir asker kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybetti.
- Bingazi’de özel kuvvetler mensubu Velid Ali Caballah el-Dersi kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetti.
- Bingazi’de İsmail El-Zevi isimli polis memuru kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen bir saldırı sonucu hayatını kaybetti.
- Libya’nın en önemli gazetelerinden birinin yazı işleri müdürünün evine silahlı saldırı düzenlendi.
- Libya’nın Güneydoğusunda yer alan Kufra kentine giden yollar silahlı kişilerce kapatıldı.
- Cuma günü, Bingazi’de bir asker, cami çıkışında kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetti.
Libya’da yaşanan güvenlik sorunun basına yansıyan gelişmelerinin bir kısmını alt alta koyunca karşımıza tehlikeli bir tablonun çıktığını söyleyebiliriz. Güvenlik krizinin bu kadar derinleşmesinin ardında siyasal kriz, siyasal krizin arkasında ise toplumsal gelişmişlik sorununun olduğunu söyleyebiliriz.
Zira Libya’da aslında merkezi bir polis ve asker teşkilatının olduğunu söylemek güç, çünkü devrik lider Kaddafi kendisinin Tuaregler’den müteşekkil güvelik birimlerini güçlendirirken, askere ise kendisine karşı herhangi bir darbe ihtimaline karşı pasif bir misyon biçmişti. Polis teşkilatının elindeki silah ise neredeyse Türkiye’deki Zabıta teşkilatı gibi konumlandırmıştı.
Devrim sonrasında Tuaregler’den müteşekkil koruma birlikleri ülkeleri Mali’ye geri dönünce ortaya çıkan otorite boşluğunu devrimi gerçekleştiren eğitimden yoksun mahalle mahalle örgütlenmiş milis birlikleri doldurdu.
Asker ve Polis teşkilatı ise zaten zayıf olması ve koordine eksikliği sebebiyle güvenliğin sağlanması yönünde etkin bir görev üstlenemedi. Bu durumda siyasi iradenin asker ve polis teşkilatını güçlendirecek adımlar atması gerekirken polis ve asker teşkilatının Kaddafi yanlısı yetkililerce elde tutulduğu yönünde ortaya atılan iddialar bunun önünde engel teşkil etti. Bu durumda ülkede liberaller, Müslüman Kardeşler, Selefiler ve diğer siyasi aktörler kendi milis birliklerine dayanma ve onları güçlendirme yolunu takip etti. Zaten kabul edilmez olan bu durum uluslararası standartların çok gerisinde bir toplumsal gelişmişlik kriziyle harmanlanınca az önce yukarda alıntı yaptığımız haberler artarak yaşanmaya başladı.
Bu kaos durumuna çözüm olarak hükümetin cılız da olsa attığı adımlar arasında yurt dışına eğitim almak için gönderilen Libyalı askerler zikredilebilir. Bunlardan bin kadarı şu an Türkiye’de Isparta’da eğitim görüyor. Dört yüz kadar Libya askeri İtalya’da eğitim görüyor. Bunun yanında Afrika’daki ABD Birlikleri Komutanı David Rodrigez’in, ABD Savunma Bakanlığı’nın Libya’da güvenlik ve istikrarın temini amacıyla Libya askerini eğitmek istediği yönünde yaptığı açıklamayı da zikredelim. Eğer yapılan açıklama hayata geçerse beş ila sekiz bin kişilik bir askeri gücün yirmi dört ay boyunca eğitilmesi planlanıyor.
Ancak eğitim alıp Libya’ya dönen askerlerin yukarda kısaca zikrettiğimiz tabloda nasıl bir konum alacağı da ayrı bir soru işareti!
Uluslararası Arenanın Libya’ya bakışı
Ülkedeki misyonları, misyonları dahilindeki istihbarat birimleri ve bunun dışındaki sivil toplum kuruluşları, şirketler ve basın yayın organlarınca Libya’yı yakından takip eden uluslararası güçler, ülkede giderek artan kaosun kendi çıkarlarını tehdit ettiğini düşünüyor.
Bu noktada, ABD Dış İşleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Tunus’ta ve Libya’nın Derne kentinde mensupları bulunan Ensar el-Şeria adlı yapılanmanın,El-Kaide’nin Kuzey Afrika’daki uzantısı olduğu gerekçesi öne sürülerek, terör örgütü listesine alınması önemli bir örnek teşkil ediyor. Çünkü Kaddafi döneminde varlığı kesinlikle söz konusu olamayacak El-Kaide yönelimli bir grup şu an için Libya’da önemli bir güç olmaya ve ABD çıkarlarını tehdit etmeye başladı.
AB yetkililerince yapılan açıklamada ise, Libya’nın doğusunda yaşanan gelişmeleri endişeyle takip ettikleri, silahlı grupların Libya çapındaki faaliyetlerinden ise endişe duydukları ifade edildi.
İtalya Savunma Bakanı Mario Mauro, Libya hükümetinin silahlı milis güçleri ile başa çıkmada yaşadığı sorunlardan endişe duyduğunu belirterek son günlerde gerçekleşen suikast ve çatışmalardan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Çünkü bu istikrarsızlık nedeniyle ülkede Kaddafi döneminde günlük 1 milyon varilin üzerinde olan petrol üretimi şu anda 250 bin varile kadar geriledi. Petrolden elde edilen gelirin bu denli gerilemesi ülkede yatırım yapmış uluslararası şirketler için yakın gelecekte çok önemli sorunlar doğurabilir. Uluslararası arenada kısık sesle dillendirilen bu değerlendirmelerin yabancı misyonlar tarafından Libyalı yetkililere çok daha sert bir şekilde ifade edildiğini tahmin etmek çok da zor değil.