Bu benim hikâyem, bir Arap kadınının hikâyesi.

Kayıp bir dünyanın hikâyesi.

Bir Arap kadının hikâyesini anlatan O Sevdiğim Dünya adlı otobiyografik kitap, Wadad M. Cortas’ın Filistin-İsrail çatışmasının ortasında geçen çalkantılı hayatını konu alıyor. Edward W. Said ile evli olan Mariam (Meryem), Cortas’ın kızıdır ve kitabın yayına hazırlanması için Edward W. Said ile birlikte çalışırlar.

Kitabın giriş kısmında Mariam Said annesiyle olan ilişkisinden ve anılarından bahseder. Sonsöz de ise torunu Najla Said, anneannesiyle ilgili hatıratına yer verilip onun vatanına olan sevgisi de vurgulanır. Mariam C. Said “Tarihsel Genel Bakış” başlığı adı altında kronolojik sıraya uygun bir şekilde Ortadoğu ile ilgili bilgiler vermiştir. Dipnotlara dair bilgiler son sayfada çok önemli detaylarla açıklanmaktadır.

İlk basımı 1960’ların başında Arapça olarak, Dünya ahbabtuha (O Sevdiğim Dünya) adıyla yayınlandı. Okullarda ders kitabı olarak okutuldu. 1917-57 yılları dönemini kapsayan ilk basımına ilginin yoğun olmasından dolayı baskısı kısa zamanda tükendi. 1957-77 yıllarını kapsayan ikinci kitap ise 1982 yılında Wadad M. Cortas’ın ölümünden sonra yayınlanabildi. İngilizce olarak A World I Loved, The Story of an Arab Woman adıyla 2009’da basılan eser Gamze Varım tarafından 2010 yılında Türkçe tercüme edilmiş ve Metis Yayınları tarafından neşredilmiştir. Kitabın kapak fotoğrafında Emile ve Wadad Cortas, çocukları Nedim, Remzi ve Mariam’ın bulunduğu aile fotoğrafı bulunmaktadır.

Cortas, varlıklı, bilinçli ve sağduyulu bir ailede büyümüş olmasından dolayı Ortadoğu’nun tarihini çok iyi bilen ve aktarabilen bir kişidir. Lübnan’da kadınların okuması, çalışması ve faaliyetlerde bulunması için de çalışmıştır. Beyrut’ta savaşa rağmen eğitimin devam ettiği, sosyal hayatın durmadığı kitapta yer alan aile albümünden de anlaşılmaktadır. Hem ailesi hem de kendisi eğitime önem vererek kadının sosyal hayatta aktif olması için özveriyle çalışmışlardır. Öyle ki Özel Ehliyâ Kız Okulu’nun müdiresi olarak görev yaptığı okulda elçilerin, diplomatların ve diğer memur ailelerin çocuklarının da kaydının olması okulun önemini arttırmaktadır. Okulun öğrencileriyle çekilmiş hatıra fotoğraflarını da kitabın içerisinde görmek mümkündür.

Wadad M. Cortas’ın bu otobiyografik kitabı savaş günlüğü olarak da düşünülebilir. Savaşın insanlar üzerindeki etkisi, gündelik hayata yansımaları, liderler ve emperyalist devletlerin politikalarını birinci ağızdan okuyabilirsiniz. Kitapta, yaşananları radyodan takip eden yaşlıların korku ve huzursuzluğunun torunlarına nasıl miras kaldığına şahit olursunuz.

Cortas’a göre savaşlar, Batı’nın Arapları kandırdığı düşüncesini de ispatlıyordu. Ancak çoğu kişinin hâlâ özgürlük vaadine inanıyor oluşunu da şu şekilde belirtilmektedir. “Ne yazık ki, Batı’yı korkutacak bir Atatürk’ümüz yok bizim.”

1917 yılında Balfour Bildirisi’nin yayınlanmasından sonra hayal kırıklığına uğrayan Wadad M. Cortas’ın babasına ait sözlerdir bunlar. Her seçimden sonra yönetime gelecek olan başkanın Batı’ya karşı dik ve kalıcı barışı sağlayacağına inanmak istiyorlardı. Fakat büyük bir tecrübeye sahip olan Wadad M. Cortas ümitsiz bir şekilde şu soruları soruyordu: “Bizim kuşağımız insanları birbirlerine yaklaştırmayı başaramadı. Yeni kuşak bizden daha akıllı çıkar mı acaba? Güçlü ülkeler kanayan yaralarımızı sarmamıza izin vermeyecek mi? İsrail’in her istediğini yapmaya devam etmesine izin mi verilecek? Gençlerimiz bağnazlıktan kurtulup atalarımızın yurdunu dürüst bir emeğin alın teriyle yeniden inşa edebilecek mi? Bir gün adalete kavuşacaklar mı?”

Edward W. Said, 1979 yılında Wadam M. Cortas’ı ziyarete gittiğinde Cortas ona kaleme aldığı otobiyografisinin el yazmasını verip yayıncı bulması için ricada bulunmuştu. Felç kalmadan önce kitabını doğrudan İngilizce yazarak Batı’ya Filistin’in sorunlarından bahsetmek niyetindeydi. Kitabını büyük ölçüde bilinmeyen tarihe tanıklık olması amacıyla yazdığını düşünüyordu. Hayatının son zamanlarında felç olan ve savaşta da bunalan Cortas, uyku esnasında vefat etmişti. Arkasında ise Ortadoğu’nun en çalkantılı bölgesi olan Filistin’e dair yazdıklarını bırakmıştı.