15 Temmuz’da final maçı oynanan Rusya 2018 Dünya Kupası, bir ay boyunca dünya gündeminin ana konularından biri olmuştur. Her dört yılda bir icra edilen Dünya Kupası Futbol yarışması sportif bir olay olduğu kadar politik bir meseledir. Bu bağlamda, Rusya’da gerçekleşen 2018 Dünya Kupası’nda futbolcular, rakiplerini yenmek için sahada mücadeleler verirken; siyasetçiler de, 2018 Dünya Kupası’nı kendi lehlerine ve rakiplerinin aleyhinde kullanmaya çalışmışlardır. Ayrıca Dünya Kupası gibi uluslararası çapta yapılan sportif yarışmalar belirli bir toplumun diğer toplumlar hakkında kolektif görüşünün ne olduğunu öğrenmek için de iyi bir münasebettir. Bu yazımızda 2018 Dünya Kupası’na Afrika merkezli bakmak istiyoruz.

Afrika’nın Dünya Kupası’nda Temsili

32 ülkenin katıldığı Dünya Kupası’nda FIFA (Dünya Futbol Federasyonu), CAF (Afrika Futbul Federasyonu)’a beşlik kontenjan tahsis etmektedir. Haksızlık etmemek adına FIFA, grupların belirlenmesi aşamasında UEFA (Avrupa Futbol Federasyonu) ülkeleri dışındaki  yarışmaya 4 veya 5 ülke ile katılan her bir federasyonunun temsilcilerini aynı gruba düşürmeyecek bir şekilde kurayı çekmektedir. Bu şekilde gruplaşma aşamasında Afrika ülkesinin milli takımının olduğu bir maçta, tüm Afrikalılar bu milli takımı desteklemektedirler. Ancak Afrikalı milli takımların çeyrek finalden sonraki aşamalara hiçbir zaman çıkamadıkları için Afrikalı futbolseverler yarı finalde ve finalde Afrikalı olmayan bir takımı desteklemek zorunda kalmaktadırlar.

32 yıl sonra ilk defa, 2018 Dünya Kupası’nda hiçbir Afrikalı milli takım gruptan çıkamamıştır. İyi performans gösteren Senegal bile, Fair Play kurallarıyla yarışmadan elendi. Zira Senegalli oyuncular, rakipleri olan Japonya milli takımının oyuncularından bir sarı kart fazla almışlardı. Bu şekilde Senegal, Dünya Kupası’nın kuralları arasına yeni konulan Fair Play kurallarıyla elenen ilk takım olmuştur. Bu olay, medya tarafından ilgi ile takip edilmiştir. Senegal ile ilgili diğer tartışma konusu olan ise; BBC’nin meşhur yorumcularından biri olan Lord Sugar’ın twiti idi. Meşhur medya yorumcusu; Senegal Polanda’yı 2-1 yendikten sonra, Senegalli oyuncuların fotoğrafına çanta, güneş gözlüğü ve saat fotoğraflarını koyarak, gördüğüm bu gençlerin bazılarını Marbella sahilinden tanıyorum yorumunu ekledi. Bu twit ile Lord Sugar, adeta Afrikalıların becerebilecekleri işlerin ne olduğunu ima etmiştir. Twitini ırkçılıkla niteleyen tepkiler alınca Sugar, şaka olarak attığım twiti yanlış anlaşıldığı için kaldırıyorum diye yeni bir twit atmıştır. Sugar’ın twitine benzer bir şekilde Senegalli oyuncuların fiziksel olarak daha güçlü oldukları için kazandıklarını söyleyen yorumlar da vardı. Afrikalı sporcuların özellikle de futbolcuların fiziksel yönlerinin öne çıkarılması, Avrupalı medya analistleri ve yorumcuların arasında yaygındır. Bu görüş dolaylı olarak Afrikalı futbolcuların kafa kullanma, hız ve taktik planlarını uygulama yönlerinin zayıf olduğu anlamına gelmektedir. Sömürgecilik döneminde Afrikalıları ağır işlerde çalıştırmak için öne sürülen fikirler ile bugünkü Afrikalı futbolcular hakkında yapılan bu basmakalıp yorumlar arasında bir bağ olsa gerektir.

Kupayı Kazanan Takım Afrika-Fransa Takımı mıdır?

2018 Dünya kupası ile ilgili olarak Afrika isminin çok geçtiği diğer bir husus ise Fransız Milli Takımı ile ilgili yorumlardaydı. Oyuncularının %75’i Afrika kökenli olan Fransız Milli Takımı finalde Hırvatistan’ı 4-1 yenerek 2018 Dünya şampiyonu olmuştur. Final maçında bir çok Afrika futbolsever Fransız tarafını tutmuştur. Onların nazarında Paul Pogba’yı, Paul Pogba yapan (Gine asıllı Fransız Futbolcu), Mbappe’yi, Mbappe yapan (Kamerun asıllı Fransız Futbolcu), N’golo Kante’yı (Mali asıllı Fransız Futbolcu) N’golo Kante (ve diğerlerini) yapan Fransa’dır. Fransa’da doğup büyüdüler, futbol oynadılar ve yıldız oldular, Fransa onlara her şeyi verdi. Bu cömertlik için Fransa desteklenmelidir. Fransa’yı destekleyen diğer bir grubun görüşü ise Fransa için değil, Afrikalı oyuncular için desteklenmeliydi. Çünkü Fransız forması ile olsa bile Afrika kökenli futbolcuların Dünya Kupası’nı kazanmaları, Afrikalıların da Dünya Kupası’nı kazanabilecekleri anlamına gelmektedir ve bu Afrikalı gençlere ilham olacaktır. Fransa’yı desteklemeyen kesimler ise, Fransız Milli Takımı’nı Fransız emperyalizminin bir mirası ve göstergesi olarak görmektedirler. Görüşleri; bu genç futbolcuların Fransa’da bulunmaları, Fransa için ter dökmeleri, Fransız sömürgeciliği ile doğrudan alakalıdır. Hatta futbolcuların durumlarını, I. ve  II. Dünya savaşlarında Fransız ordularında savaşan Afrikalı askerlerin durumuna benzetmektedirler.

Mesele ile alakalı üst düzeyde yapılan tartışmalar konusunda ise; Güney Amerika’dan bir ses yükselmiştir. Venezuela Başkanı  Nicolás Maduro bir konuşmasında, Fransız Milli Takımını tebrik ederken; “gerçi bu Afrika’nın zaferiydi, Fransa’ya kupayı kazandıran futbolcuların ebeveynleri Afrika’dan geldiler Fransa’ya; bu yüzden Fransızlar ırkçılğı artık bırakmalı ve göçmenlere adil davranmalıdırlar” diye ifade ediyordu. ABD’de de konu ile ilgili başka bir tartışma daha yaşanmıştır. Zira Güney Afrika asıllı Amerika vatandaşı komedyen Trevor Noah canlı yayında Dünya Kupası final maçını konuşurken, Afrikalı Fransız takımına tebrikler demesinin üzerine kendisine Washington’daki Fransız Büyükelçisi Gerard Araud tarafından bir mektup gönderilmiştir. Washington Fransız Büyükelçiliğin twitter hesabına konulan mektupta şöyle denilmektedir:

17 Temmuz tarihindeki yayınınızı büyük ilgili ile izledim. Rusya’da gerçekleşen 2018 Dünya Kupası’nın Pazartesi günü oynanan Final maçında Fransa zaferini konuşurken; “Afrika zaferi” şeklinde bir tabir geçtiğini duydum. Bu hiç bir şekilde doğru değil.

Oyuncuların kendileri hakkında belirttikleri gibi, ebeveynleri başka ülkelerden gelmiş olabilir ancak çoğu (23 oyuncunun 2’si hariç) Fransa’da doğdular. Onlar Fransa’da eğitimlerini aldılar, Fransa’da futbol oynamayı öğrendiler, onlar Fransız vatandaşlarıdır ve ülkeleriyle gurur duymaktadırlar. Bu oyuncuların zengin ve renkli soyağaçları, Fransa’daki çeşitliliği yansıtmaktadır.

Fransa kozmopolit bir ülkeden ibarettir. Ancak her bir vatandaş Fransız kimliğinin bir parçasıdır. Bütün oyuncular Fransız milletine mensuptur. ABD’de olduğu gibi, Fransa vatandaşlarının dinlerine, köklerine ve ırklarına bakılmamaktadır. Bize göre kesişen kimlik yok, köken şahsi bir meseledir. Kullandığınız Afrikalı takım ifadesi, oyuncuların Fransız olduklarının inkarı anlamını vermektedir. O ifade şaka olarak kullanılsa da, Fransız olmak, beyaz tenli olmakla eşdeğerdir şeklinde söylenen ideolojiyi meşrulaştırır.

Son olarak, Fransız Milli Takımının kimliği, parçası olmayan insanlar ile tanımlandırılmamalıdır. Aslında, Fransız Milli Takımının kimliği, birlikte yaşayan, birlikte mücadele veren, birlikte kazanan veya kaybeden bir grup insanlar olarak tanımlandırılmalıdır. Bu, ulusal sloganımızı; eşitlik ve kardeşliğimizi gösteren muhteşem ve güzel bir vakiadır.

Traver Noah, Fransızm ve Africanizm bir kişide toplanabileceğini ifade etmek için, oyuncuların Afrikalı olduklarını söylemekle Fransızlıklarını inkar etmek istemedim, ancak Afrikalılıklarını vurgulamak istedim şeklinde bir twit atmıştır. Televizyon programında da Fransızların göçmenler konusunda asimile ettirme politikalarını tenkit ederek, Fransızların istemedikleri göçmen gruplarını Afrikalı göçmen olarak nitelendiririrler; istediklerini de Fransız ve ancak Fransız olarak görürler diye belirtmiştir. ABD eski başkanı Barack Obama da Güney Afrika’da Nelson Mandela’nın doğumun 100. yıl dönümündeki konuşmasında Fransız Milli Takımının gücünün çeşitliliğinden kaynaklandığını belirmiştir.

Aslında tüm bu tartışmalar, batıdaki göçmen sorunu ile doğrudan irtibatlıdır. Son zamanlarda Batı’da popülist söylemin yükselmesiyle göçmen korkusu da artmıştır. Fransız Milli Takımının Afrika kökenli futbolcuların sayesinde tam bu zamanda Dünya Kupasını kazanması, göçmenlerle barışma korkusunu daha da arttırdı. Buna karşı bu vesile ile; “bakın göçmenin ne kadar faydası dokunabiliyor” diyen kesimin de sesi yükseldi. Afrika’daki yaşayanların tutumları ise doğrudan yaşadıkları siyasi ve ekonomik durumlar ile alakalıdır. Tüm bunlar bir tarafa, Fransız Milli Takımının fotoğrafına bakarak ve Fransız büyükelçisinin mektubunu okuyarak, sömürgecilik dönemindeki Fransa sömürge lordlarına atfedilen “Afrika’da siyah tenli Fransız yaratmalıyız” tabirinin gerçekleştiğini söyleyebilir miyiz?